menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Bozkurt” kurmacasına gazetecilik katkısı  

14 1
08.07.2024

Diğer

08 Temmuz 2024

Medyanın sihirli gücüne inanmak gerek galiba. Ülkücülerin kullandığı “Bozkurt işareti” birdenbire bu ülkede yaşayan herkesin sembolüne dönüştürüldü, öyle anlatılmaya başlandı.

Ani dönüşümün nedeni de milli futbolcu Merih Demiral’ın Avusturya maçında “Bozkurt işareti” yapması ve UEFA’nın soruşturma açıp, “sportif olmayan gösteri” yaptığı gerekçesiyle ceza vermesi.

Akşam “Bozkurt ‘Türk’tür, kesin sesinizi”, Hürriyet “(İlber Ortaylı): Bozkurt Türk milletinin sembolüdür” başlıkları atarken Ali Saydam, Hasan Öztürk, Nedim Şener, Salih Tuna, Serkan Fıçıcı, Erhan Afyoncu, Hikmet Genç ve Hilal Kaplan gibi iktidar yanlısı yazarlar ve TV kanalları da Merih Demiral’a haklılık kazandırma yarışına girdi.

Onunla da kalmadı, Uğur Dündar bile “Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de kullandığı tarihi ve kültürel bir sembol, ırkçılıkla bir tutulamaz. O nedenle hepimiz Merih Demiral'ız” diyerek destekledi. Barış Doster de TV100’deki programda Nâzım Hikmet’in Atatürk’ü “Sarışın kurt”a benzetmesine atıfta bulunarak, “Sol liberaller herhalde Nâzım’dan daha solcu değiller. 'Ne mutlu Türküm diyene' diyorum ve Merih Demiral’ı alnından öpüyorum” sözleriyle “Bozkurt işareti”ni kutsayanlar safında yer aldı. Yılmaz Özdil’den, Fatih Çekirge, Tunca Bengin, Gürkan Hacır ve Ece Üner’e kadar birçok gazeteci de bu görüşleri destekledi.

Fakat bir karışıklık var bu anlatımlarda. Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında Türklük sembolü olarak anılan, adına destanlar yazılan “Bozkurt” ile günümüzdeki “Bozkurt işareti” aynı anlamı içermiyor. Söz konusu olan, geçmişteki “Bozkurt” değil, günümüzdeki “Bozkurt işareti” ve anlamı. Bazı Türk Cumhuriyetlerinde kullanılıyor olması da değil mesele.

Tuğrul Türkeş, babası Alparslan Türkeş’in, “Bozkurt işareti”ni 1991’de Bakü’de Ebulfeyz Elçibey'in mitinginde gördüğünü ve ondan sonra Türkiye’de kullanmaya başladıklarını anlatmıştı. Tuğrul Türkeş’in bu açıklamasının nedeni, o dönem Başbakan olan Tayyip Erdoğan’ın “(Şehit) cenaze törenlerinde kendilerine has işaretleriyle istismar ediyorlar” sözüydü. Gerçi Erdoğan da 2018’de bu işareti yaptı ama 2007’de bu işaretten hoşlanmıyor ve MHP’lilerin sembolü olarak görüyordu.

Nitekim bu işaret, birkaç gün öncesine kadar da hiçbir yerde ülkemizin ortak sembolü olarak anılmıyordu; bütün vatandaşlar olarak sabah akşam “Bozkurt işareti” yapmıyorduk. Çünkü MHP ve ülkücüleri simgeleyen, onlarla özdeşleşmiş siyasi bir sembol bu işaret. Doğal olarak, Avrupa ülkelerinde de Ülkücüler’in sembolü olarak kabul ediliyor.

Siyasi bir sembol olduğu için de “Bozkurt işareti”nin futbol sahasında kullanılması doğru değildi. Türkiye vatandaşlarının tümünü temsil eden milli takımın bir oyuncusunun, bu ülkenin insanlarının bir kısmının siyasi sembolünü sahada sergilemeye hakkı yoktu.

UEFA’nın soruşturmasını ve verdiği ağır cezayı eleştirmek için illa “Bozkurt işareti”ni “Milli sembol”müş gibi göstermek gerekmez. Eleştirebilirsiniz, çifte standart ve siyasi olduğunu söyleyebilirsiniz; haklılık payınız da olabilir. Ama gazetecilik, MHP’lilerin sembolünü Türklerin hatta Türkiye’nin sembolü haline getirme manevrasına gönüllü ortak olmamalıydı.

Kaldı ki, Türkiye Milli Takımı’ndan söz ediyoruz, başarısıyla gururlandığımız takımdan. Ortak sevincimiz, bir hareket yüzünden başlayan tartışma ve siyasi krizle gölgelenmemeliydi. UEFA’nın cezası sonrasında medya, düşmanlık ve nefret dili kullanmamalı, futbol maçını Osmanlı’nın fetih seferlerine dönüştürülmemeliydi.

Kriz sürecinde gazetecilik yanlışlarından biri de bazı meslektaşlarımızın doğruluğunu kontrol etmeden bilgi ve görseller paylaşmalarıydı. “Bozkurt” kitabını Atatürk’ün yazdığını söyleyen mi ararsınız, montaj görselle Atatürk’e “Bozkurt işareti” yaptıranlar mı, hepsi vardı…

“Canan Karatay pilav yiyen erkekleri uyardı”, “Canan Karatay erkeklerde kelliğe neden olan yemeği açıkladı.” Bunlar ve benzeri başlıklar Akşam, Cumhuriyet, Halktv, Odatv, Milliyet, Sputnik Türkiye, T24, Türkiye, Yeni Akit ve daha onlarca sitede yayında.

Özgür Öğret adlı okurun paylaşımıyla dikkatimi çekti bu haberler. Hepsi birbirinin aynıydı, belli ki bir yerden aşırılmıştı ama kaynak da yoktu. Araştırınca komik bir durumla karşılaştım. Sözcüğü sözcüğüne aynı haber, geçen şubat ayında Aydınlık ve bazı sitelerde kullanılmıştı. Eylül 2023’te de ABC, Türkiye, Cumhuriyet, CNN Türk ve Posta sitelerinde yayımlanmıştı.

Fakat ilk olarak nerede yayımlandığını bulamadım. Haber sitelerinin bu haberi çok sevdiği kesin. Aksi halde bazı siteler bir yıl arayla ikinci kez kullanmazlardı böyle bir........

© T24


Get it on Google Play