Seçim, iktidarın başı
Diğer
01 Mart 2024
Geçen haftalardaki yazılarımda yerli(!) ve milli(!) uzay maceramızın ilk perdesinden (daha doğrusu uvertür müziğinden!) bahsedeceğimi yazmıştım.
Kanaatim bütün bu “UZAY MACERASI”NIN yerel seçimlerde AKP’ye siyaseten faydalı olacağı için planlandığı ve uygulandığı...
Sakın yanlış anlaşılmasın, zararlı ya da faydasız demiyorum; Ülkemizden bir “uzay yolcusu”nun uzaya gitmesi, (aslında “uzay” deyimi bulunan yeri tam ifade etmiyor; dış atmosfer demek daha doğru) yurt dışında ve (özellikle) içinde dikkat çekmesi ve bahsedilmesi şüphesiz kötü bir şey değil.
Ancak siz, doğrudan ya da dolaylı (yani klasik ALGI sistemi ile) “Bu iş iktidarın Sayın Başı ve AKP tarafından başarılmıştır!” derseniz, herkes itiraz eder. En başta insana “Ne başarısı?” diye sorarlar.
Ne giden uzay aracı ile ne de uzay istasyonu ile uzak yakın bir alakan var. Bir müşterisin o kadar. Parasını verdin, seni uzay istasyonuna götürdüler, orada ne yaptı isen yaptın, 9 gün sonra da geri döndün?
Ben, bizim uzay yolcumuz Alper Albay rahatlasın, yapılan “bilimsel araştırmalar” hakkında bilgi almayı umuyorum.
Seçim propagandası olduğu Alper Albay’ın Konya’da gençlere, “Cumhurbaşkanımızın yeni yüzyılımıza ışık tutan vizyonuyla, Cumhuriyetimizin koyduğu 10 uzaya ilişkin stratejik hedeften tamamı, kademe kademe ilerleyecek olgunlaşma aşamalarını tamamlayarak hedefe ulaşacak şekilde devam ediyor. Kendi potansiyelinizden hiçbir zaman şüpheye düşmeyin” demesi ile netlik kazandı.
Cumhurbaşkanı 24 yıldır yönetiyor; hangi konuda “stratejik” hedefine vardı?
Okuyucularım “iktidarın başı” deyimini fazla didaktik, hatta manasız bulabilirler. Herkes bu saygıdeğer zattan “Cumhurbaşkanımız” diye bahsediyor; ancak benim alıştığım, hatta tüm dünyada kabul edilen “cumhurbaşkanı” siyasi taraf olmayan, tüm “cumhuru” yani halkı temsil eden bir zattır. Ben sırası ile Celal Bayar, Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk, Kenan Evren, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Abdullah Gül dönemlerini yaşadım.
Bu zatların hepsi, hiçbirimiz dünyada yokken konulan temel kurallar doğrultusunda görev yaptılar.
Tabii olarak siyasi inançları farklı idi; ülke ekonomisi, güvenliği, gelişmesi, milletin saadetinin sağlanması, konusunda farklı düşüncelere sahiptiler. Ancak, şahsi görüşlerini kenara koyup, “Türk Milletinin birliğini temsil ettiler; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin ettiler; en azından bu yönde gayret gösterdiler. Yani “uygulamacı değil, millet adına denetçi oldular.”
Tamamen “YÖNETİM” bilimi gözü ile incelediğim; eski tabir ile “merkeziyetçi” sistem, Batı dünyasındaki feodal rejimlerin (küçük derebeylikler, toprak ağalıklarından ve yetkisiz köylülerden oluşan) sistemin, büyük imparatorluklara evrilmesi ile ortaya........
© T24
visit website