menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Neredeeen nereyee… Maarifi-i umumiye nazırı...

26 3
21.06.2024

Diğer

21 Haziran 2024

Sn. Cumhurbaşkanımız, sık sık televizyonda bas ile bariton karışımı bir ses ile; (Epeyce detone ama olsun; ne de olsa Sn. Cumhurbaşkanı ses sanatçısı değil, ekonomist...) NEREEDEEN NEREYEEE diye bir şarkı söylüyor; dinlemeye bayılıyorum. Çok sempatik.

Bende şarkıya uygun olarak hakikaten “nereden nereye” gelmiş Türkiye diye biraz araştırma yaptım.

Bu konuda sanal medyada hakikaten epey bilgi var. Bunları okuyan bir insan AKP’ye asla oy vermez. Çünkü bu kadar uzun ve tek başına iktidar olmuş bir partinin kendisine oy veren büyük kitlelerin hayatına hiçbir şey katmadığını, hatta nasıl kararttığını sayısal olarak görüyorsunuz.

Bunun sebebi tamamen “kişisel vasıf”tır.

AKP’nin tüm kurucuları muhakkak saygıdeğer insanlardır.

Türk Devleti'ni kuran yöneticiler, Başta Atatürk, koca bir imparatorluğu hiç kardeş kanı dökülmeden Medeni ve Aydınlanmış bir Cumhuriyete döndürebilmişlerse; sizin bu insan gurubunu yönetebilmek için “saygıdeğerlik” dışında vasıflara sahip olmanız gerekir.

Devlet adamı olmak, şöyle ya da böyle seçim kazanmak ile olmuyor. Arkanızda önce çağdaş bilgi, sonrada bunu doğrulayan “müktesebat” (edinç) olması gerekiyor.

Avrupa’nın en önemli ve devrimci Ülkelerinden olan Fransa’nın düşünürleri, 200 yıla yakın “aydınlanma” gayreti gösterdi. Başta Kilisenin Devlet işlerine karışmamasını sağlamaya çalıştılar.

Devletin “Bilgi”, Dinin ise “İnanç” doğrultusunda hareket ettiğini anlamaları ve anlatmaları gerekti.

Bir ihtilal ile tam bu noktaya vardıklarını düşündükleri anda, Fransa bu defa Avrupa tarihinde “Jakobenizm” denilen bir cahil güruhunun elinde kaldı ve değerli insanlarını giyotine yolladı.

Büyük Atatürk ve arkadaşları bize bu dramları yaşatmadılar. Hepsi tam tabiri ile “Deve Dişi” gibi insanlardı ve bir Vatan kurarak, halklarını saygıdeğer bir Cumhuriyette Demokrasi içinde yaşayan müreffeh bireyler yapmaya çalıştılar. Başarılı da oldular.

Bugünleri hazırlayan siyaset ise 1950’den sonra gelişti.

O Günün Yöneticileri, etki altında kaldılar; Rotayı değiştirdiler. Çok partili hayata “Kapitalizm/serbest Pazar vs” yakışırdı. Sistem kapitalist idi ama “Kapital” yoktu! “Olacak o kadar! Batıdan borç alırız dendi!!”

Harplerin ve muzaffer güçlerin de büyük etkisi oldu. Ülke insanı her şeye rağmen ciddi ilerlemeler kaydetti. Devlet, Vatandaşlarına ölçülü de olsa keyifle yaşama, istikbalini hayal edebilme olanağı verdi.

Ancak 2002 yılına gelindiğinde şimdiye kadar olandan çok farklı bir insan gurubu Yönetimi ele aldı. Vatandaş ve benim gibi kendini........

© T24


Get it on Google Play