menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Çevre, uzay

11 0
16.02.2024

Diğer

16 Şubat 2024

Ülkenin ilk uzay yolcusu albay Alper Gezeravcı’nın yaptığı bilimsel araştırmaları üzerinde çalışıyordum ki Erzincan Altın madeni kazası oldu.

Çevre ile epeyce ilgili bir kimse olduğum için böyle bir konuyu görmezden gelemedim.

Türkiye Akva Kültür Derneği Kurucu Başkanı olarak Türkiye’deki balık çiftçiliğini temsil ettiğim yıllarda devlet ile çevre/deniz kirliliği konusunda epeyce mücadele ettim.

2000’li yıllardan önce balık çiftliklerindeki balıkları deniz kirliliğinden sakınmağa gayret ederdik. Balıklar çiftliklerde derine kaçamadıkları için her türlü kirlilik hayatını etkiler.

Daha sonra büyüme niyetinde olan bazı üyelerimizin iş birliği ile devlet (kirlilik, çevre, ötrifikasyon vs haberi olmadığı için), ev temizliğine gelen görevlinin tozu halının altına süpürerek gözden uzaklaştırması edası ile balık çiftliklerini sahillerden uzaklaştırdı.

Şimdi önlemsiz çalışan sektör Denizi kirletmek ile meşgul...

Ben tüm gayretlerime karşın, “Denizi, yanında rakı içilen ve çöplerin atıldığı bir büyük alan, balığı da deniz hayvanı tabir edip sevmeyen başta tarım bakanları olmak üzere devlet ricaline” çevrenin ne olduğunu çok gayret etmeme rağmen, anlatamadım ve vazgeçtim.

Şimdilerde CHP’nin getirdiği “gölge bakanlık” uygulaması yolu ile faydalı olabilir miyim diye bakıyorum.

Çevre, önce bir öncelik anlayışı ve sevgi meselesidir.

Tabiatı çocuklarımızdan; mesela parayı daha çok seviyorsanız bu anlayışa sahip olamazsınız. Daha sonra da bilgi gerek; maalesef ülkemiz uzun zamandır bilgiden çok yoksun kişiler tarafından yönetiliyor. Bilgisiz derken, küçültmek için söylemiyorum; bahsettiğim, siyasetin uygulama dallarında “karar ve yönetim” için gerekli olan bilgi. Yoksa, hepsinin tavla oynamaktan, ameliyat yapmağa kadar çok çeşitli dallarda bilgileri var.

Bir Kızılderili atasözü “Bize bu topraklar atalarımızdan miras kalmadı, onu çocuklarımızdan ödünç aldık” der.

Dünyada “açık madencilik” tarzı işletmelere devletlerin koyduğu en önemli ön şart; işletme iznini aldıkları alanın kullanıldıktan sonra aynı görünüş ve vasıfta izin sonunda iade edilmesidir; bunun paralelinde ise uygulama başlangıcı ya da esnasında denetim. Bu bizde uygulanmıyor…

Özellikle altın madeni gibi tehlikeli kimyasallar ve metotlar kullanılan açık ocak madenlerinde süresiz denetim, son yıllarda çok gelişen uzaktan algılama teknolojisi” ile yapılmaya başlandı.

Bilmem kaç bin metreden, uçan düşmanı, dar şehir sokaklarında, kaçan suçluyu denetleme, tespit etme teknolojisine yıllardır sahibiz. Bunda dünyanın sayılı ülkeleri arasında olan ülkemizde, bu teknolojinin madenlerimizi kontrol için kullanılmaması iki sebepten olabilir. Birincisi, önceden bahsettiğim bilgisizlik. İkincisi ise yetkili devlet yöneticisinin “suça ortak olması veya düşman olması.” Böyle konularda savcılar, zanlıları değil, şahitleri gözaltına aldıkları için bir şey diyemiyorum.

Neticede, maden ruhsatı, tüm parametreler incelenip uygunluk görüldükten sonra “çevre denetimi” (ÇED raporu ve........

© T24


Get it on Google Play