Koleksiyoncunun kaleminden: Estetik cerrahinin kültür tarihi
Diğer
T24 Haftalık Yazarı
28 Ocak 2024
Sağlıklı olmak adına yapılan cerrahi müdahaleler bir yana, çeşitli tıbbı müdahaleler eşliğinde güzel görünmek için uygulanan estetik ameliyatların tarihi de binlerce yol öncesinden başlamakta ve çoğu kaynağa göre de eski Hindistan'daki Sanskrit dilinde yazılmış metinlere ve/veya eski Mısır'a dayanmakta.
Neredeyse 5000 yıl öncesindeki antik çağlardan başlayan plastik cerrahinin estetik dokunuşları ponza taşının cildi yumuşatan etkisiyle denenmiş, yara izlerini kaybetmeye dönük tekniklerle devam ederek güzel görünmeye dönük arayışlarla devam etmiş.
Güzellik kavramını her ne kadar Platon gibi, Immanuel Kant gibi filozoflarla birlikte çok sayıda düşünür tanımlamaya çalışmış olsa da bu konuda evrensel olarak kabul edilmiş ortak bir saptamaya varılamamış; hem erkeklerin hem de kadınların güzel görünmek adına kusurlarını iyileştirmeye çalışmalarıyla farklı dönemlerin farklı estetik değerleri oluşmuş.
Arkeologların MÖ 2800 yıllarına tarihlediği Babil medeniyetine ait bir kil çömleğin içinde sabuna benzeyen bir maddenin bulunmasını yara izlerinin ve kırışıklıkların yumuşatılmasına yoran araştırmacıları eski Mısır'da yazılan Ebers Papirüsünün keşfi doğrulamış; Eski Mısırlılar ciltlerini güzelleştirmek için hayvansal yağ, tuz, kaymak ve süt kullanıyorlarmış.
Plastik cerrahide "plastik" ismi sentetik bir malzeme olmayıp Eski Yunancada modellemek, alçı yapmak, delmek, şekil vermek anlamlarından gelen "plastikos" kelimesinden türemiş; özellikle Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra tıbbın vücutta estetik veya rekonstrüktif amaçlarla yapılan cerrahi işlemlerini içeren bir uzmanlık dalı olarak yeşermeye başlamış.
Amerikalı bir koleksiyoncu olan Mısır bilimci Edwin Smith'in 1862 yılında Mısır'da bir sokak satıcısından aldığı papirüs sayfaları 1930'a kadar tam olarak tercüme edilmese de yapılan incelemeler sonucunda MÖ 1600-1800 yıllarına tarihlenmiş ve dünyanın en eski cerrahi belgesi olarak kabul edilmiş.
Edwin Smith papirüsü olarak bilinen bu belge, burun ve çene kırıkları ile birlikte yüz travmasına yönelik ameliyatın ilk yazılı tanımı olarak kabul edilmiş. Bilinen en eski estetik cerrahi prosedürlerini anlatan papirüste, burun yaralarının, kemik kırıklarının nasıl tedavi edileceği, yaraları dikişlerle kapatma yöntemleri, bazı yüz yaralarının hayvan tendonlarıyla dikilmesi ve müdahale edilen organın istenen pozisyona getirilerek sabitlenmesi için tahta çubuklarla, tiftikli kumaşlarla, pamuklu - ketenli tıkaçların kullanımı anlatılıyormuş.
Mısır'da MÖ 1213 yılına tarihlenen bir ceset üzerinde plastik cerrahi kullanıldığı anlaşılmış, 2000 yılında keşfedilen bir mumyanın ayak parmaklarındaki protez eklemelerin onu giyen kadının yürümesine yardımcı olduğunu düşündürtmüş.
Hindistan'da M.Ö. 800 gibi erken bir tarihte rekonstrüktif yani onarıcı ameliyatlar uygulanıyormuş.
Çok eski yıllara ait Sanskritçe yazılı Vedalar'da vücudun farklı yerlerinde gereksiz yere büyüyen et parçalarının alınma yolları, bugün greft olarak bilinen vücuttaki herhangi bir dokunun, başka bir bölgeye nakil edilmek amacıyla alınması yazılıymış.
Hint kültüründe savaş esirlerini, zina yapanları ve suçluları burun – kulak – cinsel organ kesmeyle cezalandırma geleneği tıbbı uygulamalarla beraber yol almış; herhangi bir uzuv kaybını onarmak için aranan tedavi yöntemleri köleler üzerinde denenerek yüzyıllar içinde evrilmiş.
MÖ 600'lü yıllarda estetik cerrahinin babası olarak anılan Hintli cerrah Sushruta, yanaktan aldığı bir parça ile yaralanmış bir burnu yeniden şekillendirerek tarihte kaydedilen ilk "burun ameliyatını" gerçekleştirmiş.
Cerrah Sushruta kulak memelerini onarmış, bozuk dudakları şekillendirmiş; plastik cerrahi üzerine tıbbi metinlerden oluşan ve antik tarihte türünün ilk örneği olan "Samhita" isimli eseri yayımlamış. Deri nakli için son derece gelişmiş bir tekniğin ana hatlarını çizdiği Sushruta'nın tıbbi eserleri M.Ö. 750 yılında Arapçaya çevrilmiş.
MÖ 4. yüzyılda Makedonyalı Büyük İskender Hindistan'ı işgal edince Hint topraklarında uygulanan tıbbı teknikler Akdeniz havzasında da bilinir olmuş; seyyahlar, savaşlar, tacirler aracılığıyla zaman içinde kıta Avrupa'sına ulaşmış.
MS 1. yüzyılda yazılarımda sık sık sözünü ettiğim, Vezüv Yanardağının patladığı sırada ölen doğa filozofu Yaşlı Pliny, Konsolos Lucius Apronius'un obezite hastası olan oğlu için ilk kez "liposuction" benzeri bir tedaviden bahsetmiş.
M.Ö. 25 ila MS 50 yılları arasında yaşamış olan Romalı Doktor Aulus Cornelius Celsus, "De Medicina" adlı eserinde parçalanmış dudakların, kulakların ve burnun onarılmasını, vücudun başka yerlerinden alınan derinin hasarlı yere nasıl konulacağını anlatmış; yazdıkları tam 1700 yıl boyunca plastik cerrahların rehberi olmuş. Onun bir hastasının göz çevresinde oluşan deriyi cerrahi yöntemlerle alması o gün için mucize olarak görülmüş; bugün göz kapağı estetiği yani blefaroplasti olarak bilinen uygulama belki de ilk kez deneniyormuş.
MS 4. yüzyılda. Bizans saray Doktoru C. Oribasius, 70 ciltlik eserinin iki bölümünü yüz kusurlarının yeniden inşasına ayırmış; bu dönemde Çin'de de hanedan doktorları tarafından dudak bozuklukları tedavi ediliyormuş.
MS 5. yüzyılda Eski Roma'da kulak hasarı olanlar için basit plastik cerrahi yöntemleri uygulanmış; tıbbi teknikleri kaleme alan Aulus Cornelius Celsus ismi öne çıkmış.
MS 6. yüzyıl içinde Bizanslı Doktor Aegina'lı Paul'un meme bezleri........
© T24
visit website