Koleksiyoncunun kaleminden; çağlar boyunca emekliliğin kültür tarihi
Diğer
T24 Haftalık Yazarı
28 Nisan 2024
Jübilenin tarihi anlattığım önceki yazımı okuyanlar hatırlayacaklardır, bazı dillerde emeklilik anlamına da gelen “jübile” kelimesinin Eski İbrani kanunlarında geçtiğini ve her 50 yılda bir köleleştirilmiş İbranilerin özgür bırakılması anlamına geldiğini yazmıştım.
Yunanca üzerinden Latinceye geçen jübile kelimesi ilk yıllarda “yōbhēl” ve “jubilaeus” olarak yazılmış “bağırmak ve neşeli çığlıklar atmak" manasına gelen “jubilare” ile birleşince ilk Hıristiyanlar tarafından “sevinç içinde bağırmak” anlamında kullanılmış. Bir çeşit emeklilik olan kölelerin özgürleşmesi özgür insanların da rüyasını süslemiş olmalı ki; emekli maaşı alma hakkı Roma İmparatorluğu döneminde bile konuşulmuş.
MÖ 27 ila MS 14 yılları arasında hüküm süren İmparator Octavianus Augustus tarafından MÖ 13 yılında başlatılan uygulamayla orduda 20-25 yıl hizmet etmiş Romalı lejyonerlere emeklilik programı sağlanmış.
Aslında “aerarium militare” adı verilen bu uygulamayla anılan emeklilik kavramı başlangıçta insanları bir ömür boyu çalıştıktan sonra ödüllendirmek için düşünülmemiş; bazı kaygıları bertaraf etmek için ortaya atılmış. Denilen o ki, genç işsizliğini azaltarak üretkenliği en üst düzeye çıkarmak yanında devlete karşı olası bir ayaklanmayı önlemenin yolu olarak da toplumsal huzursuzluğu azaltmak amacıyla siyasi araç olarak yürürlüğe konmuş. Ama içeriği ne olursa olsun, bugün düşündüğümüz anlamdaki emeklilik için atılan ilk adım olduğu tarihin sayfalarına işlenmiş.
Dönem hakkında yazılanlara göre, 20 - 25 yıllık zaman zarfında çoğu asker hayatını kaybetmiş olsa da bu zorlu süreçten geçenler ev yapacakları bir arsa ile 12 yıllık maaşlarına eşdeğer bir para alıyorlarmış.
Emeklilik hakkı Caracalla'nın hükümdarlığı süresince yani MS 217 yılına kadar sabit kalmış; emekli askeri personeli yerleştirmek için özel şehirler, lejyoner kampları kurulmuş.
Ortalama yaşam süresinin 40’lı yıllarda olduğu Ortaçağ’da kamusal rolleriyle topluma hizmeti dokunmuş ve belirli bir yaşı aşmış insanlara yaşlılıklarında devlet kontrolü altında bakılması fikri 1349 yılında İngiltere'de dillendirilmiş; dışarıdan dayatılan emeklilik öncelikle kamu hizmetinde çalışan askerler için ortaya çıkmış.
İlginçtir, 1680'li yıllara kadar Avrupa ülkelerinde emekli olmak isteyen memurlar mevcut görevlerini belli bir miktar karşılığında satıyorlarmış; aldıkları para ile geri kalan yaşamlarını garanti altına almaya çalışıyorlarmış. Fakat bu yöntem işe devletin kontrolü dışında giren “halefin” yetkinliğini garanti etmediği için verimlilik konusu giderek daha önemli ve tartışılır hale gelmiş.
1684'ten sonra da üst düzey devlet memurları belli bir ücret karşılığında görevlerini satmaya çalışmışlar çünkü emeklilik henüz tüm yaşlanan memurların hakkı değilmiş; emeklilik sistemi işlemiyor, yaşlı çalışanlara ücret ödenmiyormuş.
Bu yıllarda İngiltere’de -özellikle- erkeklere uygulanan “zorunlu çalışma yükümlülüğü” 60 yaşına gelmişler için kaldırılmış. Böylece yaşlı erkekler hem askerlik hem de -jüri üyeliği gibi- kamu hizmetinden muaf tutulmuşlar; aynı zamanda da çalışmayanlara yakıştırılan “serserilik” suçlamasından kurtulmuşlar.
Zaman süreci içinde tıbbi ve basit yollu endüstriyel gelişmelerle ortalama yaşam süresinin artması insanların emekliliği benimsemelerine ve bunu hayal etmelerine olanak sağlamış. Hayatta işten daha fazlası olduğu fikri ortaya çıkmış; toplu olarak ödenecek emeklilik ikramiyesi hayalleri süslemeye başlamış.
İngiltere’de devletin rolünün 17. yüzyılın sonlarından itibaren genişlemesi diğer ülke bürokrasilerine örnek olmuş; kurumsallaşmaya çalışan devletlerin vergileri –genellikle- ilk olarak silahlı hizmetlere yönelmiş.
Modern bürokrasilerin doğmasıyla günlük hayatı kolaylaştıracak alanlarda yetenek ve göreve uygunluk temelinde işe alınan tam zamanlı çalışanlar artık maaş karşılığında çalışıyor, performansa dayalı olarak kademeli terfileri bekleyerek kariyer merdivenlerini tırmanıyorlarmış.
Devlet bürokrasisinin işleyişinin 1800’lü yıllara yaklaşılırken genişlemesi, vergilerin belli bir hesap planı çerçevesinde kullanılması, devlet bürokrasisinin verimliliğini maksimize etmek ihtiyacını doğurmuş. Hasta ve yaşlanan erkekleri işten çıkarmak isteği sistematik bir çözüm gerekliliğini düşündürtmüş. Belli olmuş ki, iş gücünde istikrar ve bağlılığı teşvik etmek amacıyla bir şeyler tasarlanması gerekiyormuş!
1810 yılında İngiltere'de başlayan emeklilik sistemiyle ödenmeye başlayan emeklilik maaşları tüm devlet hizmetine yayılmaya başlamış. Yüksek dereceli bürokratlar iyi maaş yanında katkı payı alırken, daha düşük seviyelerde çalışan erkekler için az da olsa belli bir maaş ödenmeye başlanmış. Artık 60 yaşından önce emekli olmak için mutlaka doktor raporu gerekiyor, emeklilik hayali kurabilmek için belli bir hizmet süresi gerekiyormuş.
Yapılan bir araştırmaya göre, 1850 yılında İngiltere’de 60 ila 64 yaşları arasında yaklaşık 4.000 sivil erkek çalışan emekli........
© T24
visit website