menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

G7 Bakanlar Toplantısı: "1,5°C vurgusu önemli fakat somut adımlar yetersiz"

29 0
10.05.2024

Diğer

10 Mayıs 2024

Doç. Dr. İzzet Arı

G7 Zirvesi öncesi İtalya ev sahipliğinde gerçekleşen G7 İklim, Enerji ve Çevre Bakanları toplantısında yayınlanan deklarasyonda, küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırma hedefi, olumlu bir işaret olarak dikkat çekti. Ancak Deklarasyon’daki bazı eksiklikler, 1,5°C hedefi için hâlâ yeterli kararlılığın sağlanamadığını gösteriyor. Öncelikle kömürden çıkış için mutabık kalınan 2035 yılı, Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) ve Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) çalışmalarına göre, hedefe ulaşabilmek için geç bir tarih. Deklarasyon’da fosil yakıt sübvansiyonlarının kaldırılması karşısında yeterince kararlı bir tutum izlenmemesi ve özellikle imalat sanayi kaynaklı emisyonların azaltılmasında karbon yakalama teknolojilerine umut bağlanması da 1,5°C hedefinin ne ölçüde gerçekçi olduğuna dair soru işaretleri yaratıyor. Azaltım ve uyum politikaları için gereken iklim finansmanı hakkında şeffaflıktan uzak bir tutum izlenmesi ve adil geçiş için yeterli vurgu yapılmaması da dikkat çekiyor. G7 Bakanlar Deklarasyonu önemli bir ilerlemeye işaret etse de, somut adımların gecikmeden atılması, 1,5°C hedefi için acil görünüyor.

29-30 Nisan tarihlerinde İtalya’da gerçekleştirilen G7 İklim, Enerji ve Çevre Bakanları toplantısında, sera gazı emisyonları, sürdürülebilir enerji, biyolojik çeşitlilik ve çevresel kirlilik gibi önemli gündemleri konu alan bir deklarasyon yayınlandı. Haziran ortasındaki G7 Zirvesi öncesi düzenlenen bakanlar toplantısının ve yayınlanan deklarasyonun odağında, küresel iklim değişikliği ile mücadele yer alıyordu. Deklarasyon, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) ve Paris Anlaşması çerçevesinde atılması gereken adımları, G7 ülkelerinin taahhütleri perspektifinden sunuyor ve tüm tarafların küresel hedeflere ulaşmadaki ilerlemesini, atılması gereken adımları ve ihtiyaç duyulan uluslararası işbirliğini içeriyor.

Deklarasyonda, ana amaç olarak küresel sıcaklık artışını sınırlama hedefi 2°C yerine 1,5°C olarak belirleniyor ve bu çerçevede, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşılması amaçlanıyor. Her iki adım da, iklim değişikliği ile mücadelede açısından umut verici gelişmeler. Metinde ayrıca 2023 yılı sonunda Birleşik Arap Emirlikleri’nde düzenlenen 28. Taraflar Konferansı’nda (COP28) kararlaştırılan hedefler yinelenerek bu kararların takipçisi olunduğu da vurgulanıyor. G7’nin 1,5 °C hedefine ulaşmak için ekonomi genelinde mutlak emisyon azaltımının gerekli olduğunun altını çizmesi ve 2025 yılında gerçekleştirilecek COP 30’da ve ikinci Ulusal Katkı Beyanlarını (Nationally Determined Contributions, NDC) verme sürecinde de aktif rol oynayacağını gösteriyor.

Tablo 1. G7 Ülkelerinin Emisyon Göstergeleri ve NDC durumu.
Kaynak: IEA ve ClimateWatch

Küresel sera gazı emisyonlarının neredeyse beşte birinden sorumlu olan G7 ülkelerinin tamamının, mutlak azaltım taahhüdü bulunuyor. Ayrıca İtalya hariç tüm ülkeler (Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Almanya, Fransa, Birleşik Krallık ve Japonya), 2050 yılına yönelik uzun dönemli azaltım stratejilerine sahip. Toplam emisyonlar açısından en fazla sorumluluğa sahip ülkenin açık ara ABD olduğu görülüyor; öte yandan kişi başı emisyonlarda ise Kanada’nın sorumluluğu daha fazla.

Deklarasyondaki maddeler, G7 ülkelerinin, hem Paris Anlaşması’nın hem de 5. Taraflar Konferansı’nın (CMA-5) kararlarını da etkin biçimde uygulayacağını gösteriyor. Özellikle 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynakları kurulu gücünün üç katına çıkarılması ve enerji verimliliğindeki iyileşmenin iki katına çıkarılması, iki somut hedef olarak öne çıkıyor. Elektrik üretiminde karbonsuzlaşmanın sağlanması, emisyonları engellenemeyen kömür santrallerinin kapatılması ve enerji dönüşümünün sağlanması, enerji sektöründe net sıfıra yönelik diğer somut taahhütler.

Öte yandan, küresel olarak 1,5°C hedefine ulaşamama riskini artıracak sorunlar da mevcut. Ülkelerin hali hazırda sunmuş oldukları NDC’ler ve 2030’lu yılların ortasını hedefleyen kömürden çıkış hedefleri, 1,5°C hedefi ve Paris Anlaşması’nın amacına hizmet etme konusunda yetersiz kalabilir. Kısacası kömürden çıkışın, 2030 sonrasına bırakılmaması gerekiyor. Oysa Deklarasyon’da, 2030ların ilk yarısına ertelendiği görülüyor. Ayrıca enerji sistemlerinde emisyonları engellenemeyen kömüre dayalı santrallerin devreden çıkarılması da ülkelerin inisiyatifine bırakılıyor. 2050’de net sıfır emisyon hedefine ulaşabilmek için hiçbir yeni termik santral yapılmaması gerekiyor. Ayrıca küresel ölçekte kömürle çalışan ve emisyonları engellenemeyen termik santrallerin 2030 yılına kadar yıllık ortalama  emisyon azaltımı yapması gerekiyor. Japonya ve ABD dışındaki G7 ülkelerinin tamamının 2030 yılından önce kömürden çıkma hedefi var. Yine de, G7 deklarasyonunda 2030 yılı öncesi için net bir hedef yılının belirlenmemiş olması endişe verici.

Bu çerçevede bir diğer önemli konu da fosil yakıt sübvansiyonları. 2050 net sıfır hedefine ulaşabilmek için, başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere, tüm ülkelerin bu konuda daha kararlı bir tutum izlemesi şart. Fosil yakıtlara sağlanan verimsiz sübvansiyonların kaldırılması, G7’nin göstermeye devam ettiği bir irade. Ancak 1,5°C hedefinin başarılabilmesi için yalnızca “verimsiz sübvansiyonların” değil, tüm sübvansiyonların kaldırılması gerekiyor. Ne yazık ki G7 hâlâ bu kararlılığı göstermekten uzak. Oysa sübvansiyonların kaldırılması, G7 ülkelerinin iklim değişikliği ile mücadelede atabilecekleri en somut adımlardan biri. Bunun açıkça belirtilmiyor olması, 1,5°C hedefi için gerekli temel iklim politikalarının tam anlamıyla anaakımlaştırılamadığı sonucunu çıkarmamıza neden oluyor.

İmalat sanayinde karbon yakalama teknolojilerine umut bağlanıyor. Emisyonları azaltmanın güç olduğu ve engellenemeyen emisyonların yer aldığı bir diğer sektör ise imalat sanayi. Başta demir-çelik, alüminyum, çimento, kimyasallar ve cam olmak üzere birçok sektöre enerji dışı prosesler sonucunda emisyonlar ortaya çıkıyor. Bu emisyonların azaltılması ve karbonsuzlaşmanın sağlanması; hammadde tedariği, teknolojik dönüşüm ve ürünlerin değer zincirindeki değişim nedeniyle küresel ticareti etkileyecek. Ancak imalat sanayi kaynaklı emisyonların azaltımında karbon yakalama, depolama ve kullanma teknolojilerine dair beklentilerin yüksek........

© T24


Get it on Google Play