Avrupa kamuoyu 'iklim yorgunu' değil
Diğer
15 Haziran 2024
Jannik Jansen*
27 ülkede 185 milyon seçmenin katılım gösterdiği Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde aşırı sağ partiler önemli kazanımlar elde etti. Bununla birlikte, meclis dağılımında önemli bir değişiklik gerçekleşmedi; merkez her ne kadar sağa kaydıysa da, tutunmayı başardı. Seçim sürecinde aşırı sağ partilerin önemli gündem maddelerinden biri, iklim politikalarıydı. Avrupa kamuoyunda 'iklim yorgunluğu' olduğu anlatısı, sıklıkla dile getirildi. Ancak Almanya, Fransa ve Polonya'da 15 bin kişiyle görüşülerek yapılan bir çalışmaya göre bu 'yorgunluk', aşırı sağ parti seçmenleri ile sınırlı. Her üç ülkede de vatandaşların çoğunluğu, iklim değişikliğinin olumsuz etkileri konusunda endişeli ve güçlü iklim politikalarının devam etmesi gerektiğini düşünüyorlar.
Ülkelerin üçünde de iklim politikalarına daha şüpheci yaklaşan önemli bir azınlık bulunuyor ve bu grup, aşırı sağ parti destekçileri tarafından domine ediliyor. Ancak iklim şüphecilerinin sayısı yıllar içinde artmıyor, aksine nispeten sabit kalıyor.
Uzmanlar, seçim sonuçlarının Avrupa Birliği iklim politikalarını karmaşıklaştırabileceğini, ancak önemli bir gerileme yaratmayacağını düşünüyor. Ortaya çıkan yeni duruma merkez sağ ve liberal partilerin nasıl tepki vereceği önem taşıyor. Bu partilerin güçlü iklim hedeflerine muhalefet etmesi, hem kendi seçmenlerini yanlış okudukları anlamına gelir hem de yanıt vermeye çalıştıkları 'iklim yorgunluğu'nu tetikleyebilir.
Berlin'deki Jacques Delors Centre'da Sosyal Uyum ve Adil Dönüşüm konusunda politika uzmanı olarak görev yapan ve 'Debunking the Backlash - Uncovering European Voters' Climate Preferences' adlı çalışmanın yazarları arasında bulunan Jannik Jensen'in konuyla ilgili değerlendirmelerini aşağıda paylaşıyoruz:
Seçimden önceki tartışmalara, Avrupa Parlamentosu'nda aşırı sağa doğru bir kayma yaşanacağı korkusu hakimdi. Şimdi, birçok tahminin kısmen doğru çıktığını söyleyebiliriz. Avrupa Parlamentosu'ndaki aşırı sağ siyasi grupların ikisi de önemli sayıda sandalye kazandı. Öte yandan sağ ve popülist partilerin çoğunlukta olduğunu da görmüyoruz - ki sene başında bu da ihtimal dahilinde görünüyordu.
Şu an demokratik merkez tutunuyor diyebiliriz. Avrupa Halk Partisi (European People's Party, EPP), Sosyalistler ve Sosyal Demokratlar (Socialists and Democrats, S&D) ve [liberal çizgideki] Avrupa'yı Yenile'den (Renew Europe) meydana gelen gayri resmi büyük koalisyon hala çoğunluğa sahip. Bu genel olarak iyi bir işaret. Ancak elbette aşırı sağ partilerin çok sayıda sandalye kazanmış olması, önümüzdeki yıllarda gündemi şekillendirecektir.
Merkezin de biraz daha sağa kaydığını vurgulamak önemli. Örneğin EPP, aşırı sağın bazı temel meselelerini ve söylemlerini benimseyen bir kampanya yürüttü. Dolayısıyla bunun nasıl sonuçlar doğuracağını önümüzdeki yasama döneminde görmemiz gerekecek. Daha sağ politikalar gütmeye devam edecekler mi veya Giorgia Meloni'nin İtalya'nın Kardeşleri Partisi gibi aşırı sağ partiler ile göç veya iklim gibi konular özelinde gayri resmi işbirliğine açık olacaklar mı, bekleyip göreceğiz.
Avrupa Parlamentosu seçimlerinin kampanya sürecinde, Avrupa kamuoyunda yaygın bir iklim yorgunluğu olduğu anlatısı epey öne çıktı. Biz de bu nedenle 'Debunking the Backlash' raporuyla sonuçlanan çalışmayı yaptık. 'Yeşil ters tepki' olarak tanımlanan olgunun sahada karşılığı olup olmadığını üç üye ülkenin [Almanya, Fransa ve Polonya] vatandaşlarına sorarak veriler üzerinden incelemek istedik. İklim konusu, Fridays for Future iklim protestoları ile Avrupa genelinde zirve yaptığı 2019 yılına kıyasla biraz ivme kaybetti. 2019'daki o durum, Yeşiller'in o dönem Avrupa Parlamentosu'nda çok iyi sonuçlar almasının arkasındaki itici güçtü. Bugün ise farklı bir ortamdayız: Ekonomik koşullar daha zorlu, Avrupa'da bir savaş var ve hayat pahalılığı da arttı. Bu nedenle iklim yorgunluğunun yaygın olduğuna dair anlatı tamamen olasılık dışı değildi; özellikle birkaç Avrupa başkentinde gördüğümüz çiftçi protestoları düşünülürse.
Aşırı sağ da bu protestoları menfaatine kullanma konusunda çok hızlı davrandı; iklim politikalarını, çok yük getiren, vatandaşlar ve çiftçiler için adaletsiz adımlar olarak gösterdi. Nihayetinde hem liberal hem de muhafazakar politikacılar,........
© T24
visit website