menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hangi Mavi Vatan?

20 1
03.08.2024

Diğer

03 Ağustos 2024

Geçtiğimiz yıl Türkiye’de yaşanan çifte deprem ve Yunanistan’daki tren kazasından sonra başlayan, bu seferki Türk-Yunan yakınlaşması bir buçuk yıldır kazaya uğramadı. Her iki tarafta da Türk-Yunan ilişkilerinin normalleşmesinden hoşnut olmayan çevrelerin tahriklerine karşın pozitif gündeme odaklı olumlu hava şimdilik devam ediyor. Bu süre içerisinde uzun süredir toplanamayan Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi (YDİK) toplantısı geçen yıl 7 Aralık'ta Atina’da yapıldı. Bu vesileyle Cumhurbaşkanı Erdoğan Yunanistan’ı ziyaret etti. YDİK toplantısı sırasında yeni dönemin davranış kurallarını ve yol haritasını belirleyen Atina Mutabakatı imzalandı. Başbakan Mitsotakis bu yıl 13 Mayıs’ta Türkiye’ye geldi. Güven arttırıcı önlemler çerçevesinde askeri makamlar arasında çok sayıda temaslar gerçekleştirildi. Türk-Yunan İş Konseyi yeniden canlandırıldı. Dışişleri bakan yardımcıları arasındaki istişareler sürdürüldü.

Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50.yıldönümü kutlamaları Savunma Bakanı densiz Dendias’ın Ada’da yaptığı açıklamalar hariç tutulacak olursa, yeni bir gerginliğe yol açmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Dendias’a yönelik ifadelerinden NATO Zirvesi vesilesiyle Vaşington’da yapılan son Erdoğan-Mitsotakis görüşmesinde 20 Temmuz kutlamalarının da gündeme geldiği ve iki liderin bu konuda bir anlayış birliğine vardıkları anlaşılıyor. Nitekim iki lider aynı saatlerde Kıbrıs’ta bulunmadılar. Başbakan Mitsotakis, 20 Temmuz günü Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıldıktan sonra akşam saatlerinde Ada’ya intikal etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Ey Yunanistan” diye yüksek tondan hararetli bir konuşma yapmadı. Federal sistemin çözüm olmadığını söylerken yine iki devletli çözüm sözcüğünü kullanmadı. Gevşek bir konfederasyona kapıyı açık bıraktı.

Asıl krizin kapısından, 20 Temmuz’dan sonra Girit ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında denizaltından kablo çekilmesi çalışmalarında bir İtalyan gemisinin izin almadan Türk kıta sahanlığına girmesi sırasında dönüldü. Bölgeye savaş gemileri gönderildi, karşılıklı NAVTEX’ler yayınlandı. İki gün boyunca yoğun bir diplomasi trafiği yaşandıktan sonra İtalyan gemisi Türkiye’den izin alarak çalışmalarına devam etti. Denizde herhangi bir gerginlik yaşanmadı. Her iki ülke de hukuki tutumlarını korudular. İşbirliklerinden dolayı birbirlerine teşekkür ettiler. Demek ki diyalog kanalları açık olduğunda pekala bazı krizler daha fazla tırmanmadan önlenebiliyormuş.

Türk-Yunan ilişkilerini ilgilendiren esas kıyamet, geçen hafta TBMM’de Somali tezkeresinin görüşülmesi sırasında CHP adına söz alan İstanbul Milletvekili Namık Tan’ın konuşmasında, bence hiç gerek olmadığı halde Mavi Vatan'a "masal" olarak atıfta bulunmasıyla koptu. O günden bu güne eline mikrofonu geçiren politikacı, kalemi alan gazeteci Namık Tan’a saldırmaya başladı. Bu saldırıların kolay kolay da sona ermeyeceği görülüyor. Hatta birileri 100.yaşında hala sabah........

© T24


Get it on Google Play