Yapay zekâ, gazetecilik ve yanan dünya
Diğer
Konuk Yazar
11 Haziran 2024
Bir yapay zeka tartışmasıdır gidiyor.. Görüşler çeşitli. Müjde mi, yoksa kara haber mi anlaşamıyoruz.
Bence bunun temel nedeni pandemi sırasında yaşanan iletişim sıkıntılarının ardından birilerinin yapay zeka programlarını öne alması ve pazarlama kampanyasında gaza basmasıdır.
Gazetecilik alanında da aynı tartışma alevlenmiş durumda. Burada da soruluyor: Müjde mi yoksa kara haber mi?
Gazeteciliğin sonu mu geldi, yoksa altın çağ mı başlıyor?
Önce sapla samanı birbirinden ayırmak gerekiyor. Olguları yanılsamalardan ayıklamak…
Örneğin: Yapay Zeka’ya “fennin son mucizesi” özüyle bakıp afallayanlar var. Onlara soracak olursanız, böyle bir şey hiç yoktu, hatta düşünülmemişti!
Aslında hiç de öyle değil: Günün birinde insanların yaptığı işleri tümüyle makineler üstlense nasıl olur sorusu Aristoteles’ten Marx’a pek çok kez sorulmuştur. Filozoflar, böyle bir durumun insanları ihtiyacın kölesi olmaktan çıkaracağını ve özgürleştireceğini öne sürmüşlerdir.
Buna karşılık aynı konuyu ele alan kurgu-bilim yazarları daha karamsar senaryolar üretmiş, distopik sonuçlar çıkarmışlardır.
Öyle ya da böyle. Yapay zeka konusu yeni düşmüş göktaşı değildir.
İkinci olarak, kimileri gazetecilikte yapay zeka uygulamalarının yeni başladığını sanıyor. Bu da doğru değildir. Kullanımın arttığı ve başka alanlara yayıldığı söylenebilir.
Üçüncüsü, yapay zeka ile yapay haberi birbirine karıştıranlar var. Yapay, yani masa başında uydurulmuş, gerçek olmayan haber… Dezenformasyon!
Oysa yapay ya da yalan haberin tarihinin çok daha gerilere gittiğini biliyoruz. Yalan ve uydurma haber gazetecilik kadar eskidir. Yapay zeka teknolojileri bu türden haberlerin yayılmasını kolaylaştırmış olabilir, ama yalan haber çeşitli kisvelerde daha önce de vardı. 20. Yüzyıl’ın ortalarında Amerika’da düzme haber “pseudonews” tartışması patlak vermişti. 20. Yüzyılın son çeyreğinde bizde patlak veren “asparagas” tartışmasını da hatırlatayım.
Dördüncüsü, yapay zeka........
© T24
visit website