Besteci özgün olmalı mı?
Diğer
14 Eylül 2025
Viotti, Bortkiewicz ve Hacı Ârif Bey (soldan sağa)
Besteci özgün olmalı mı? Kısa cevap: Hayır. Hatta bu soruyu genele uyarlayıp yine aynı cevabı verebilirim: Sanatçı özgün olmalı mı? Hayır, gerekmez. Nedenlerini aşağıda açıklayacağım. Özgün bir yaratıcı makbul bir şeydir -ne kadar "özgün" olmak mümkünse-; ancak bunun sırası, ondan daha önemli diğer iki niteliğe sahip olduktan sonra gelebilir: usta ve içten olmak.
Aslında bu soru içerisinde daha kapsayıcı şu soruyu barındırıyor: sanatçı herhangi bir şey olmak zorunda mıdır? Kaliteli olmalı mı, mesela? Ulusal değerlerine sahip çıkmalı mı? Çağdaş bir tarzı olmalı mı? Yenilikçi olmalı mı? Bunların hepsi "olsa iyi olur" denecek güzel şeyler. Ancak besteciyi besteci yapabilmek için "şart" olan şeyler değil. Neden böyle düşündüğümü "Sanat ve Oyun" başlıklı bir önceki yazımda okuyabilirsiniz.
Şimdi gelelim özgünlük meselesine. Özgünlük nedir? Özgün olmadığı halde "iyi" olan sanat eserleri var mıdır? Özgünlük, yaratıcı sanatçının başarısı için, eserlerinin kalıcı olması için gerekli bir reçete midir, yoksa onsuz da olunabilir mi? Özgün besteci veya özgün eser var mıdır ki? Kime göre, neye göre, ne kadar özgün?
Gelin, bu soruların izinde müzik tarihinde kestirme bir yolculuğa çıkalım.
Binlerce yıl önce adamın veya kadının biri sazlıktan kopardığı kamışa hava üfleyince ses çıktığını keşfetti. Sonra birisi (belki aynı kişi) o kamışa delikler açmayı denedi ve aynı çalgıdan farklı sesler çıkararak bir müzik aleti yaptı.
Sonra bu icat onun tekelinde mi kaldı dersiniz? Hayır. Ondan gören niceleri -belki bazı yerlerde aynı fikri başkaları da bağımsız olarak deneyip bulmuştur- bu aletle müzik yapmaya başladı.
Kamıştan ilk ses üfleyenlerin yaptığı müzik neye benziyordu dersiniz? Ben söyleyeyim: neye benzerse benzesin, hepsi birbirine benziyordu! Çünkü herkes aynı arkadaştan gördüğünü yapıyordu.
Derken bu aktarım sürecinde başka birisi o kamışa diğerlerinden farklı bir şekilde üflemeye başladı. Belki delikleri farklı aralıklarda açarak farklı bir ses dizisi elde etti, belki diğerleri daha kesik kesik üflerken o nefesini daha iyi kontrol etmeyi keşfetti ve daha uzun üflemeye başladı, belki parmaklarını daha çevik kullanarak daha süslü ezgiler uydurmaya koyuldu.
O zaman ne oldu? Bu arkadaş hepsinden farklı, yani "özgün" mü oldu dersiniz? Olabilir, ama sadece kısa bir süreliğine:) Çünkü sizi temin ederim, onun yaptıklarını gören başkaları da hemen onu taklit etmeye başladılar, ondan o "yeni" tekniği öğrendiler. Bir süre sonra o arkadaşın özgünlük durumu ortadan kalktı, onun yerine ortada iki farklı grup, iki farklı ekol oldu, ve/veya her iki tarzda birden çalabilenler ortaya çıktı.
Ekolü başlatanın adını yaşatabiliriz, ona "ilk" deriz, "mûcidi" veya "babası" deriz ama buluşunu dünyayla paylaştığı andan itibaren yüzde yüz "özgün" yani kendine has kalma şansı yoktur.
Şimdi zamanı birkaç yüzyıl daha ileri saralım. 18. yüzyıl Avrupa'sına ulaştığımızda Mozart, Haydn, Hoffmeister, Viotti, Kraus gibi düzinelerce bestecinin aynı majör ve minör akorlarla, aynı ses dizileriyle, aynı kadanslarla, aynı melodik motiflerle, aynı formlar üzerine ve aynı çalgılar için beste yaptığını görüyoruz. Dinleyin bakalım Viotti'yi Mozart'tan stil bakımından ayırt edebiliyor musunuz?
Aynı şekilde 18. yüzyıl Osmanlısına baktığımız zaman Itrî, Nâyî Osman Dede, Tamburî Mustafa Çavuş, Hızır Ağa gibi çeşitli bestecilerin aynı makamlarla, aynı usullerle, aynı melodik motiflerle, aynı formlar üzerine, aynı çalgılar için beste yaptığını görüyoruz. Dinleyin bakalım Itrî'yi Hızır Ağa'dan stil bakımından ayırt edebiliyor musunuz?
Aynı durumu dünyanın tüm bölgelerinin tüm dönemlerinin müziklerinde görebiliriz.
Gerçek şu ki, bu besteciler birbirinden kopya çekmiyor, onlar birer geleneğin üyesidirler -tamam, kopya çekilen durumlar var ama onlar istisnai durumlar-. Hepsi aynı ağacın dalları, aynı annenin çocukları gibidir. Aralarından bazılarının "şahsına münhasır" olabilme şansı vardır, ancak bir yere kadar.
Blues dizisi kimindir? ii-V-I kadansı kimindir? Hicaz makâmı kimindir? Zeybek tavrı kimindir? Hepsini birileri "bulmuştur" elbet -çoğu durumda uzun bir zamana yayılan kolektif bir çabanın ürünüdür-, ancak bugün hepsi insanlığın malıdır. Hepsi, isteyen bestecinin elini daldırıp, istediğini çekip kullanabileceği malzemelerle dolu, kamuya açık, bedava birer alet çantasının içeriğidir.
Bu nedenle diyorum ki, Mozart "özgün" bir besteci değildir.
Bu durum, onun tüm çağdaşları arasından........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Ellen Ginsberg Simon
Constantin Von Hoffmeister
Mark Travers Ph.d