Katliama göre muamele: Tarihin en büyük terör saldırısı nasıl örtbas edildi?
Diğer
30 Mayıs 2024
Cumhuriyet tarihinin en büyük terör saldırısı… 104 ölü, yüzlerce yaralı…
Hayır, böyle demek yetmiyor olanları anlatmaya…
Ankara'nın ortasında bir meydan düşünün… Kentin can damarlarını birbirine bağlayan, her gün binlerce kişinin geçtiği, o dönemde başkentteki tüm büyük eylemlerin yapıldığı bir meydan.
Sonra o meydanda yüzlerce insanın, bütün meydanı kaplayacak biçimde, yerde kanlar içerisinde yattığını düşünün.
Bununla bitmiyor.
Bir manzara getirin gözünüzün önüne.
Yerde yatan yaralılardan bir bölümü, yanındaki eşini, arkadaşını, yoldaşını kucaklamış, bir küçük nefes alsın diye uğraşıyor. Yerinden kalkamıyor ama yanındakini hayatta tutmaya çalışıyor.
Ardından meydandaki yaralılar için çağrılan ambulansların yolunun polis tarafından kesildiğini hayal edin.
Ve buna isyan edenlerin polis tarafından gaza boğulduğunu. Yaralılarla dolu meydanın gazla kaplandığını…
Bütün bunlar bir savaşta yaşanmadı. Ankara'nın göbeğinde, Gar Meydanı'nda, bundan 9 sene önce, hepimizin gözü önünde olup bitti.
Dönemin başbakanı, "kokteyl terör" diye bir kavram uydurdu, doğru olmadığı anlaşıldı.
Dönemin bakanları, onlarca insan can vermişken, gülümseyerek basın toplantısı yaptı.
Sadece sol sosyalist çevreden insanlar öldüğü için, koca bir tribün ölüleri yuhaladı.
İş öyle bir aşamaya geldi ki ölmeden hemen önce bin yıllık bir marşla halay çektikleri için ölenler suçlandı. Öleceklerini bildikleri, devleti hedef aldıkları söylendi.
Bir küçük anıt yapılmadı, bir küçük anma çok görüldü.
Bütün bunları biliyoruz zaten değil mi?
IŞİD'li iki canlı bombanın cumhuriyet tarihinin en büyük terör saldırısına imza attığını zaten biliyoruz.
Olanı biteni, kimin ne yaptığını da herkes biliyor.
Skandalların bir bölümünü anımsayalım:
Yargılama süreci malum, bir bölüm katliamla doğrudan ilgisi olmayan IŞİD militanlarına sınırlı cezalar verildi, firari IŞİD yöneticilerinin dosyası ayrıldı.
Katliamı önleme yükümlülüğü bulunan, IŞİD'lilerin faaliyetlerine göz yuman, dinleme faaliyetlerini yerine getirmeyen, istihbarat bilgilerini paylaşmayan, alanı gaza boğan, sağlık hizmetini vaktinde yerine getirmeyen kamu görevlileri için tek bir işlem yapılmadı.
Ve Anayasa Mahkemesi de tüm bunları, "usulü" bahane ederek onayladı. Dosyaların kapatılması, ağır ihmaller, sorumlular için bir tartışma yürütmeye bile........
© T24
visit website