menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Çok tartışılacak işkence davası: İşkenceyi tespit vatana ihanet midir?

46 5
13.07.2024

Diğer

13 Temmuz 2024

Kameraların, avukatların olmadığı bir oda, başınızda kendini sonsuz haklı ve güçlü gören insanlar, durmaksızın vuruyorlar.

Ya da bir askıda, elektrikle gerilen bir bedenin yıkıntısında.

Ya da bir "hoş geldin" dayağında…

Sizi yok etmeyi, gururunuzu, kişiliğinizi ezmeyi, bedeninize zarar vermeyi hak gören, dokunulmaz kılınmış insanlar…

Durmaksızın vuruyorlar.

İşkencenin bir insanlık suçu olduğuna kuşku yok.

Ancak dünyanın her yerinde işkenceciler, sonsuz bir haklılıkla işlerinin başındalar.

Ve işkencenin soruşturmalarda hiçbir işe yaramadığı, aksine soruşturmalara zarar verdiği binlerce kez kanıtlandı.

Öyle olmasaydı bile insanlık suçu sayılan bir eylem elbette savunulamazdı ancak hayatında işkence ile henüz tanışmamış, etkilerini bilmeyen insanlara yanıt da vermek gerekiyor.

Zira işkencecilerin en büyük meşruiyeti, kamuoyu desteği…

"Suçu olmasa niye yapsınlar?", "Teröristlere yapıyorlar, elleri dert görmesin…", "Siz devleti yıkmak mı istiyorsunuz?"

Devletle işkenceciyi bir tutmak dışında, önermelerde sorun yok.

Oysa canhıraş, devletin işkenceci olmadığını, kişilerin kusurlarının devlete mâl edilemeyeceğini de savunuyor aynı kişiler.

Anayasa Mahkemesi, 2021 yılında, iktidara bağlı medyayı kızdıran bir karara imza attı.

15 Temmuz darbesinden sonra Antalya'da gözaltına alınan, KHK ile mesleğinden ihraç edilen öğretmen Eyüp Birinci kararı…

Yüksek Mahkeme, Antalya Emniyeti'nde gözaltına alındıktan sonra bağırsaklarından ameliyat olmak zorunda kalan Birinci'nin, gözaltında ağır işkence gördüğü iddiasıyla başlatılan soruşturmanın takipsizlikle sonuçlandırılmasını hak ihlali saydı.

Zira Antalya Başsavcılığı, takipsizlik kararını farklı doktor raporlarını dikkate almadan, kamera kayıtlarını savcılık kanalıyla istemeden, tanıkları dinlemeden vermişti.

Yüksek Mahkeme, kararında, soruşturmanın yeniden başlatılarak, eksiklerin giderilmesini, daha sonra bir karar verilmesini istedi. Avukat Münip Ermiş'in ısrarıyla çıkan bu kararın ardından savcılık, yeni bir soruşturma açmak zorunda kaldı.

Antalya Başsavcılığı, bu karar nedeniyle "anayasal zorunluluk" vurgusuyla yeniden başlattığı soruşturmayı, Türkiye açısından şaşırtıcı, tartışılacak ve örnek oluşturabilecek bir iddianameyle tamamladı ve dört kişi hakkında dava açtı. İki sanığın "işkence", iki sanığın da "ihmali davranışla işkence" suçundan yargılanmasını istedi.

İddianamede, Eyüp Birinci'nin, emniyette yaşadıklarına yönelik anlatımlarına geniş yer ayrıldı. Ve anlatımlarının araştırmalar sonucunda doğrulandığı belirtildi. İşkenceyi polis memurları M.T. ile H.K.'nin yaptıkları ifade edildi. Doktor F.Y.'nin ise açık darp izlerine rağmen Birinci'nin darp edilmediğine dair rapor düzenlediği kaydedildi. Diğer bir polis memuru S.K.'nin de Birinci'nin resmi sorgunun yapıldığı nezarethaneden başka bir yere götürülmesine, burada darp edildiğini bilmesine rağmen sessiz kaldığı ifade edildi. Doktor ve diğer polis........

© T24


Get it on Google Play