Seçim zamanında kendi seçimlerimiz
Diğer
Konuk Yazar
18 Mart 2024
Seçimlerde oy kullanmak nasıl bir hakkın ifadesidir?
Siyasal statünüzü belirlemek hakkı kimindir?
Özgürlüklerimizi seçebilir miyiz?
İnsan Hakları Evrensel Bildirisine göre, herkesin doğrudan ya da serbestçe seçilen temsilcileri aracılığı ile ülkesinin yönetiminde yer alma hakkı vardır. Halkın istenci, yönetme yetkisinin temelidir. Bu istenç, bir başka anlatımla halkın iradesi; gizli oy ya da eşdeğer serbest oylama usulleri ve genel ve eşit oy esasıyla yapılacak düzenli ve gerçek seçimlerde ifade edilir (Madde 21).
Medya yoluyla siyasal görüş ve düşüncelerin ifade edilmesi; halkın istencinin ifadesidir.
Seçim zamanlarında ifade özgürlüğünün korunması normal zamanlardan daha fazla önemlidir.
Seçim zamanlarda en çok medya zarar görür. Gazeteciler hakkında çeşitli ceza davaları açılır ve seçimlerden sonra bile süren ceza davaları tüm havadisler ve haberler üzerindeki caydırıcı etkisini sürdürür.
En son Venedik Komisyonu (2022) “Ceza Kanunu Değişiklik Tasarısı “Yanlış veya Yanıltıcı Bilgi” ile İlgili Hüküm Hakkında” yayımladığı ortak açıklamada[i] “seçim dönemlerinde” ifade özgürlüğünün artan bir önemi olduğunu özellikle belirtmiştir.
Tartışma dezenformasyon üzerine kuruludur ama suç üretmekten geri durmayan siyasal düzen; düzene uygun kafalarla eskiden ürettiği suçlara yeni suçlar eklemektedir.
Bilinen bir suç olarak Türk Ceza Kanunu 217. inci maddesinde “kanunlara uymamaya tahrik” başlıklı suç vardır. Halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik eden kişi; eğer bu “tahrik” kamu barışını bozmaya elverişliyse altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Bu maddeye basın yayın fiillerini ve medyayı çok yakından ilgilendiren “217/A” maddesi eklendi. O kadar meşhur bir maddeye dönüştü ki; kanun değişikliğinin adı “Dezenformasyon Yasası” oldu. Türk Ceza Kanunu değişikliği bir tek maddeyle anılır oldu, madde değişikliği kanun adı oldu!
Artık herkesin bildiği maddenin yeni haline bakabiliriz…
13.10.2022 kabul tarihli 7418 sayılı Kanunla eklenen yeni düzenlemede madde başlığı “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçudur. Düzenleme şöyledir:
“(1) Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
(2) Fail, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi hâlinde, birinci fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.”
Bu suç önemli toplumsal tartışmalar yaratacak kadar ciddidir ve siyasal iktidarların yargı eliyle ifade özgürlüğünü sınırlandırmasına çok uygundur.
Bu düzenlemeye göre halkı yanıltıcı bilgiyi yayma suçunda aranan unsur bilginin “yanlış veya yanıltıcı” olmasıdır. Sırf yani sadece halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle yani amacıyla işlenecek! Ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili olacak! Net olmayan bu tür tanımlarla medyada otosansür rahat rahat yaratılır. Bu tanımla medyada caydırıcı etki rahatça yaratılabilir. Böyle bir suç tipi yaratılmakla medyada artık otosansür kapıları sonuna kadar açılmıştır. Otosansür yapılmasa bile ceza davaları kapıdadır, her an her şey ve herkes için ceza davası açılabilir!
Potansiyel suç ve suçlama bundan böyle süreklidir ve vardır; cezası sizindir.
Dolayısıyla medya yoluyla bilgi akışının ve/veya kamuoyu tartışmalarının bu suç tipiyle sınırlandırılması eskisinden çok daha kolaylaşmıştır. Yalan haber denilen haberin gerçeğe aykırı olduğunu ispat değil ilan etmek yeterli ve mümkün hale dönüşmüştür. Gazeteciler gibi herkes potansiyel suçludur! Medya yoluyla siyasi tartışma özgürlüğü........
© T24
visit website