Kuşlar, topraklar ve kumlar
Diğer
Konuk Yazar
19 Şubat 2024
Hayatınızı kumlar, topraklar kaplar… Zehir olur, sel olur, hayatı, her şeyi yutar!
Bir gün öldürülebilirsiniz!
Bir gün toprak altında kalanların cenazelerine ulaştığınızda ölü canlar etrafınızı sarabilir.
Nefes alamazsınız. Yarın yoktur.
Yaşam hakkı yok olunca anlaşılır ve kim neden sorumludur?
Şimdiki nesiller neden sorumludur?
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2. maddesi devlete sadece öldürmekten kaçınma yükümlülüğü değil, aynı zamanda egemenlik alanında bulunan kişilerin yaşamını korumak için gerekli tedbirleri almak yükümlülüğü yüklemiştir.
Para kazananlar, yaşamı riske edenler, para kazanan gözü dönmüş vahşilerin iş cinayetleri sarmışsa dört bir yanımızı; yas tutmaya bile zaman bırakmayanların derdi midir insan?
Devletin yaşam hakkını koruma yükümlülüğü nedir? Yargıdan insan yaşamını koruma görevini yüklediği devlete sorumluluk hatırlatması…
“104. Devletin bu konudaki yükümlülüğü, bir kimseye karşı suç işlenmesini caydırıcı etkili ceza kanunu hükümlerini yürürlüğe koymak ile bu hükümlerin ihlalini önlemek, suçu bastırmak ve cezalandırmak için adli bir mekanizma kurmak suretiyle yaşama hakkını koruma şeklindeki temel görevinin ötesine geçmektedir.(…) Sözleşmenin 2. Maddesi ayrıca, belirli bazı koşullarda yetkililere başka birinin suç niteliğindeki eylemleri nedeniyle yaşamı tehlike altında olan bir bireyi korumak için önleyici operasyonel tedbirler alma şeklinde bir pozitif yükümlülük de yükler”.[i]
Öner Yıldız /Türkiye AİHM Büyük Daire Kararı (Başvuru no 48939/99. Tarih 30.11.2004) “çevre kazası” ile ilgilidir. Hatırlarsanız; tehlike doğuran faaliyetler sonucu meydana gelen ölümde “devletin yaşamı koruma yükümlülüğü” sorgulanmıştır.
Çöplük patlamıştı…Otuz yıl önce 28 Nisan 1993’te İstanbul Ümraniye’de şehir çöplüğünde metan gazı patlamıştı. Ardından meydana gelen toprak kayması sonucu Maşallah Öner Yıldız’ın evi toprak altında kaldı. Aile üyelerinden dokuz kişi ölmüştü.
Yoksulluk içinde çöplük kıyısında yaşayan insanların ölümleri birçok davanın konusu oldu. Yaşam hakkının ihlal edildiği iddialarına karşılık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde devlet savunmaları hiç inandırıcı ve hukuki olamadı.
O yıllarda yaşam hakkının ihlaline karşı devletin savunmasını yapanlar ne demiştiniz?
Genel imar sorunları karşısında ortaya çıkan yasal tedbirlerin uygulanmasında belirsizlik yaratan uygulamalarınız nedeniyle daha da kötüleşen durumları anlatın!
Ümraniye'deki ruhsatsız yapıların yıkılmaması/yıkılamaması yüzünden, devlet görevlilerinin bu insanların maruz kaldıkları bilinen risklerden korumak için hiçbir önlem almadıkları sonucuna varılarak Türkiye; AİHM önünde yaşam hakkının ihlalinden mahkûm olmuştu.
Otuz yıl önce sorumlular kimlermiş?........
© T24
visit website