menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Günlerin bugün getirdiği

12 0
06.05.2024

Diğer

Konuk Yazar

06 Mayıs 2024

6 Mayıs 1972, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan hakkındaki idam cezaları infaz edildi.

1 Mayıs 1977, Taksim meydanında 34 kişi yaşamını yitirdi.

Günlerin bugün getirdiği…

Yarım asır sonraki bu günlerde 6 Mayıs’ı anımsamak, 1 Mayıs’ı emek ve dayanışma günü olarak Taksim meydanında yaşayamamış olmak acıdır, zordur.

17.3.1981 kabul tarihli 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda 2009 yılında yapılan değişiklikle “1 Mayıs emek ve dayanışma günü” olarak kabul edilmiştir.

1 Mayıs'ın Emek ve Dayanışma Günü ilan edilmesinden sonraki 2009, 2010, 2011 ve 2012 yıllarında Taksim Meydanı'nda kutlanması işçi ve sendika kültürünün bir parçası olduğu kabul edilerek müdahale edilmemiştir.

Anayasa’nın "Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı" kenar başlıklı 34. Maddesine göre; "Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. / Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir. / Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir."

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 3.4.2014’te, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) 10.04.2014 tarihinde “1 Mayıs 2014 Emek ve Dayanışma Günü” olan İşçi Bayramının İstanbul Taksim Meydanı’nda kutlanacağını kamuoyuna duyurmuşlardı. 10.04.2014 tarihinde İstanbul Valiliği yaptıkları başvuru 14.04.2014 tarih ve 2014/492 sayılı Valilik kararıyla Taksim Meydanı'nda kutlama yapılmasına izin verilmediğini, Yenikapı, Kadıköy, Maltepe ve Kartal’daki toplanma alanlarında toplanabileceklerini başvuruculara bildirmişti.

İstanbul Valiliği "1 Mayıs 2014” günü alınacak ulaşım tedbirleri kapsamında Taksim Meydanı'na çıkan bazı caddelerin ve toplu ulaşımın trafiğe kapatılacağını duyurdu. Taksime çıkış yasaklandı.

DİSK, KESK, TMMOB, TTB ile anılan Birlik ve Konfederasyon mensupları 1 Mayıs 2014 Emek ve Dayanışma Günü kutlamalarını İstanbul Taksim Meydanı’nda gerçekleştirmek üzere yürüyüşe geçmiş, kortejin önü Taksim meydanına çıkan yollara konuşlandırılan kolluk güçleri ve TOMA’larla kesilmiş, göstericilerin üzerlerine tazyikli ve boyalı su sıkılmış, göz yaşartıcı gaz fişeği ve plastik mermiler atılmıştır. Topluluğun bir kısmı DİSK Genel Merkezine sığındığı hâlde kolluk güçlerinin müdahalesi devam etmiş, bina içine atılan gazlardan pek çok kişi olumsuz şekilde etkilenmiş, gaz fişekleri ve plastik mermiler nedeniyle yaralanmış, 206 kişinin gözaltına alınmıştır.

DİSK, KESK, TMMOB, TTB ile Birlik ve Konfederasyonların yöneticileri 9.5.2014 tarihinde; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurunda bulunmuştur. Suç duyurusu ve şikâyet hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir. Karara itiraz İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin 28.06.2016 tarihli ve 2016/3118 D. İş sayılı kararıyla reddedilmiştir.

Anayasa Mahkemesine 10.08.2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

Başvuru; 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü etkinlikleri çerçevesinde Taksim Meydanı'nda yapılmak istenen gösteri yürüyüşünün engellenmesi, müdahale sırasında kolluk görevlilerinin orantısız güç kullanması, olaya ilişkin yürütülen soruşturmanın etkili olmaması, başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ile kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına dayanmaktadır.

Anayasa Mahkemesi 12.10.2023 tarihinde verdiği kararında Anayasa’nın 34. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin önceden izin almadan barışçıl nitelikte toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olduğunu ve böylece güvenceye bağlandığının altını çizerek bu hakkın ifade özgürlüğü ile birlikte demokratik toplumun temelini oluşturduğunu genel ilke olarak belirtmiştir.

Bir diğer ilkeye göre; toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının tanımı, amacı ve mahiyeti dikkate alındığında bu hakkın unsurlarından birisinin “toplantı veya gösteri yürüyüşünün yapılacağı mekânı veya güzergâhı seçme serbestîsidir.” Düşüncenin muhataplarına ulaşabilmesi, tesir oluşturabilmesi bakımından gösteri ve toplantı yürüyüşünün düzenlendiği mekân önem taşımaktadır. Mekânın seçimi kural olarak düzenleyicilerin takdirindedir.

Devletin pozitif yükümlülüğü; toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ve kamu düzenini korumaktır İdare, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenecek mekânı yasaklayabilir, erişime sınırlı olarak izin verebilir veya alternatif bir toplantı mekânı sunabilir. Tedbirler toplantı ve gösterinin büyüklüğü, mahiyeti ve katılımcı sayısı yanında toplantı veya gösterinin yapıldığı mekân gözetilerek değerlendirilmelidir. Ancak sınırlandırmalar “dar” yorumlanmalıdır. İdarenin bu takdir yetkisinin denetimi Anayasa Mahkemesinindir. Anayasa Mahkemesi yargısal denetimini “Belirli bir mekânda yapılmak istenen bir toplantıya müdahale hâlinde Anayasa Mahkemesi, müdahalenin........

© T24


Get it on Google Play