Bir Peyk müzikali: “Hepimiz biraz Hamiyetleştik; çoğumuzun akıl sağlığı eskisi gibi değil, tedirginiz”
Diğer
T24 Haftalık Yazarı
03 Şubat 2024
Bağımsız müzik yapmakta ısrarcı, ‘sıradışı’ olmak konusunda inatçı Peyk müzik grubunun imzasını taşıyan Hamiyet müzikali; sahnesi, müzikleri, öyküsü ve öne çıkan kadın karakterleriyle 27’nci İstanbul Tiyatro Festivali’nde prömiyerini yaptı.
Türkiye tiyatrosunun yeni nesil yazarlarından Deniz Madanoğlu’nun kaleme aldığı, rejisini usta tiyatrocu Işıl Kasapoğlu’nun üstlendiği Hamiyet, Peyk’in solisti İrfan Alış’ın çocukluk döneminde yaşadıklarından esinleniyor.
Tiyatroseverler Hamiyet müzikaliyle; “Pazar Yeri Sinekleri” müzik grubunun söz yazarı olan yoksul, yorgun ve işçi Hamiyet'in “Gerçek dünyanın hoyratlığıyla baş edemediği” zamanlarda “hayatında asla sahip olamadığı renklere, öneme, mutluluğa ve özgürlüğe kavuştuğu” hayali dünyasına da tanıklık ediyor.
'Hamiyet’in kadınları' yazar Deniz Madanoğlu, oyuncuları Aslı İnandık, Esra Kızıldoğan ve Ezgi Çelik; Hamiyet müzikalini T24’e anlattı.
- Hamiyet Müzikali’ne dahil olma hikâyenizden bahseder misiniz?
Aslı İnandık: Olacaklardan habersiz, tatildeyken, Deniz Madanoğlu ve Peyk’in beraber bir müzikal yapacaklarını duydum. Deniz’le çok uzun süredir çalışmak istiyordum zaten, bir de üstüne Peyk hayranı olunca, cast direktörümüz Songül ‘ün önerisi üstüne telefonla arandım. Ve tabii hızlıca oyunu okumak istedim :). Sonrası bildiğiniz iyilikler ve güzellikler…
Esra Kızıldoğan: 2023 Ağustos ayında cast direktörümüz sevgili Songül Karaaslan bana ulaştı ve projeden bahsetti, birlikte çalışmak istediklerini söyledi. O kadar heyecanlandım ki hiç vakit kaybetmeden programımı ayarlayıp büyük bir heyecanla ekibe katıldım.
Ezgi Çelik: Projeyi oluşum aşamasından itibaren biliyordum. İstanbul Tiyatro Festivali’nde yapacağı prömiyer öncesi ekipte bazı değişimler olmuştu. Prömiyere on gün kala Feride karakteri bana teklif edildi. Evet demeden metni son kez okuduğumda benim için soru işareti kalmadı. Yıllardır hayranlıkla dinlediğim Peyk ile bir projede canlı sahnede olma fikrine de ayrıca heyecandım. Son olarak Işıl Kasapoğlu’nun projeye yönetmen olarak dahil olduğunu öğrendiğimde uzun yıllardır hayalini kurduğum bir şey daha gerçekleşmiş oldu.
- Hamiyet, Seher ve Feride karakterleri oyundaki üç ana kadın karakter olarak öne çıkıyor. Bize karakterlerinizi anlatabilir misiniz?
Esra: Seher; fedakâr, güçlü, yüreği kocaman, çalışkan ve inançlı bir kadın. 80 döneminde, pek çok sebepten artık bu hayatta nasıl var olacağını bilemeyen Hamiyet’in arkadaşı, idealist ve yiğit bir adam olan Hasan’ın karısı ve o zamanlar bir çocuk olan İrfan’ın annesi. Konfeksiyon atölyesinde çalışıyor. Oyunda Hamiyet’in de ailesinin de hep yanında olmaya, korumaya, onları ayakta tutmaya çalışıyor fakat hepimiz gibi onun da gücü pek çok şeye yetemiyor maalesef…
Aslı: Hamiyet, özellikle yaşadığı dönemin sert politik zemininde kendine, her şeyden kaçarak sarıldığı, müzikle dolu bir hayal dünyası kurabilecek kadar cesur, aynı zamanda çocuk heyecanını hiç kaybetmemiş biri. Çevresindekiler ve toplum ona “deli” damgası vurmuş olsa da ben ona öyle demek istemiyorum. Akli dengesini kaybetmesinde en büyük sorumlu tam da onu çemberin dışına iten toplum figürleri zaten. Onun, özenilecek kadar saf, tertemiz bir dünyası ve her şeyden önemlisi hepimizden daha geniş bir hayal dünyası, oyun alanı var.
- Ezgi Hanım, oyundaki Feride rolüyle “bıçak sırtı” bir karaktere can veriyorsunuz, oyun boyunca karakteri hem suçladığımız hem de hak verdiğimiz bazı noktalar oluyor? Bunu neye bağlıyorsunuz?
Feride hayatla tek başına mücadele etmek zorunda olan, kendisine yuva arayan bir karakter. Feride’yi bulunduğu koşullar içinde düşlediğimiz zaman onun da oyundaki diğer karakterler gibi var olmaya çalıştığını görüyoruz. Bunun 12 Eylül sonrası toplumun yeniden şekillenmesiyle ve insan ilişkilerinin dönüşümüyle bir ilgisi olduğunu düşünüyorum. Feride darbe öncesi ve sonrası politikadan uzak apolitik bir karakter. Ancak dönem itibariyle o da siyasal atmosferden etkileniyor ve kendisine bir çıkış arıyor. Feride’yi bu koşullar altında bir oyuncu olarak çok sahiplendim. Bu yüzden de seyircinin onu anlaması ve yargılamaması benim için kıymetli.
- Deniz Madanoğlu, Hamiyet’in 12 Eylül döneminde işçi sınıfına mensup biri olmasının özel bir nedeni var mı?
12 Eylül, İrfan gibi işçi çocuklarının hayatında çok büyük bir yarılma yaratmış, bir gecede artık fakirdik diye anlattı bana. O dünyayı çok iyi tanıdığı için ve Hamiyet de onun çocukluk döneminden bir karakter olduğu için bu sosyal arka planı koyduk. Hamiyet’in kimliğinde kadın, anne ve hayalperest olmasının yanında işçi oluşu ve dönemin bu insanlara ödettiği bedeller ana konumuz. Bugünün koşullarıyla da benzer olduğunu düşünüyorum. Silah ve postal olması gerekmiyor kültürel faşizm için…
- Deniz Hanım, oyunun yazım aşamasını anlatabilir misiniz, nasıl bir süreç izlediniz? Bir de Hamiyet karakterinin hayali arkadaşları olan “Pazar Yeri Sinekleri”, karakterin gerçeklikten kaçışı mı yoksa o gerçekliğin üzerine bindirdiği yüke karşı bir direniş mi?
İkisi de… Romantize edersek evet, bir tür direniş ama aynı zamanda gerçek hayatında asla sahip olamadığı renklere, öneme, mutluluğa ve özgürlüğe kavuştuğu dünya. Zaten insan varoluşunu taşıyamadığı ve dünyanın hoyratlığıyla baş edemediği zaman delirir. Ruhunun sıkıştığı daracık yerde kendine kırmızı bir balon yaratmış, havada onu seven arkadaşlarıyla........
© T24
visit website