menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

"İdeolojik olarak devletin fikirlerini ifade eden bir tiyatro olamaz"; Tiyatro Kooperatifi'nden Yeşim Özsoy anlatıyor

8 0
28.03.2024

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

28 Mart 2024

Dün Yeşim Özsoy'u tanıdığımız, Tiyatro Kooperatifi'ni ve faaliyetlerini konuştuğumuz ilk bölümünü yayınladığımız söyleşimizin devletin kültür-sanatla mesafesini, Devlet Tiyatroları'nı ve dünyadaki örneklerini, GalataPerform ile Yeni Metin Tiyatro Festivali'ni konuştuğumuz ikinci bölümüyle sizleri başbaşa bırakıyorum.

- Devletin kültür-sanatla mesafesi, kültür-sanata desteği nasıl olmalı? Hâlihazırda uygulanan Devlet Tiyatrosu modelini nasıl buluyorsunuz?

Devlet Tiyatrosu dediğimiz yapıyı biz Almanya’dan kopyaladık. Almanya’da Stadttheater ve Staatstheater yani şehir ve devlet tiyatroları var. İngiltere’de dünyaya hükmeden National Theatre var. İdeolojik olarak devletin fikirlerini ifade eden bir tiyatro olamaz ama devlet tiyatroları olabilir.

- Bizde uygulanan modele ne kadar benziyorlar?

Direkt aynıdır. Mesela Manfred Beilharz o dönemde ITI – International Theatre Institute (Dünya Tiyatrolar Birliği) başkanıydı, beni kendi genel sanat yönetmeni olduğu devlet tiyatrosuna davet etti ve Wiesbaden Devlet Tiyatrosu’nda oyun yaptım. Orada da devlet tiyatrosu dediğimiz şey bizdeki gibi memur olarak insanların çalıştığı ve maaşını aldığı bir yer. Zaten tiyatronun kurumsallaşması Almanya'da başlıyor ama bizimkinden ayrı şu farklılıkları var.

Bizim Devlet Tiyatromuz dünyanın en büyük devlet tiyatrolarından biri ama yurt dışındaki örneklerinde oyuncular daha dinamik. Mesela benim çalıştığım devlet tiyatrosunda çok az oyuncu ile çok fazla iş üretilebiliyordu. Yine terziler var, kostüm departmanı var vs. bütün o sistem tabii ki oradan alındığı gibi var.Ama bizde merkezi bir yapı oluşturulmuş. Bütün Devlet Tiyatrosu repertuvarı Ankara'ya bağlı. Bu bir kere çok yanlış çünkü merkezden yönetilen bir yapıdan bahsediyoruz. Bir de statik yani kendi içerisinde çok değişim alanı yok. Oyuncular hayat boyu oradalar mesela. Böyle bir durum Almanya’da da dünyada da yok. Bir oyuncu girdikten sonra hayat boyu kadro garantisi yok.

Ama “devletin tiyatrosu olmaz, devlet tiyatrosu olmamalıdır” gibi bir şey kesinlikle söyleyemem. Şu sebeple söyleyemem; birincisi devletin yardımı olursa sanat bozulur gibi bir algı var. Ki bizde öyle oluyor da. Bağımsız tiyatrolarımız “hiçbir yerden para almadan tiyatro yaparım ben” diyor. Devletten, belediyeden para almamalıyım gibi bir intiba uyanıyor. Çünkü bizim gibi ülkelerde yardım yapıldığı zaman belirli sansür mekanizmaları, kontrol mekanizmaları oluşuyor.

Dünyaya baktığınız zaman mesela Avignon'da çıkan bütün büyük yönetmenler, büyük oyunlar vs. bunların hepsi büyük bütçelerle oluşturulmuş oyunlardır. Tabii ki sokaktan çıkmış, düşük bütçeli olan oyunlar var ve bir noktaya geliyor. Ama bütçe olmadan hani bu tür oyunların çıkması mümkün değil.

- Devlet Tiyatroları’nı konuşmuşken Tamer Karadağlı’yı da sormak istiyorum. Göreve geleli 8 ay oldu ve ilk atandığında büyük tartışmalar yaşandı. Yakın zamanda da Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olarak ilk defa Milliyet'ten Ali Eyüboğlu'na konuştu. Bu süreçte Devlet Tiyatroları’nda nasıl bir değişim yaşandı veya yaşanmadı, takip edebildiniz mi?

Açıkçası kendi alanımıza o kadar odaklıyız ki Devlet Tiyatroları konusunda çok uzman değilim. Tamer Karadağlı Devlet Tiyatroları'nda tam olarak ne yaptı farkında değilim. Biraz cahilce konuşacağım bu konuda ama tabii ki başta hepimiz eleştirdik. Ben ülkem için, şehir tiyatrolarım için, Devlet Tiyatrolarım için uluslararası çapta işler üretecek vizyonu olan kendi alanında rüştünü ispatlamış bir tiyatro yönetmeninin, yazarın vs. yönetime gelmesini arzuluyorum. Açıkçası ekranlardan tanıdığımız hasbelkader iyi olduğunu düşündüğümüz bir oyuncunun gelmesi ve ona inanılması bana bir şey ifade etmiyor.

Mesela bir Işıl Kasapoğlu, bir Şahika Tekand, bir Mehmet Birkiye ya da genç bir yetenek, mesela uluslararası çapta işler üreten biri yönetime gelse “İlginç bir şeyler olacak burada” derim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları’na Mehmet Ergen geldiğinde sevinmiştik. Mehmet Ergen’in döneminde pek çok genç yazar Şehir Tiyatroları’na girmişti, Yeni Metin Tiyatro projesinden Şirin........

© T24


Get it on Google Play