Uluslararası ticarette sınırlamalar ve Çin-Rusya gruplaşması
Diğer
26 Nisan 2024
Son dönemde küresel ticarette yaman bir tartışma ve çelişki yaşanıyor. Bir yanda ABD ve sonradan onun peşine takılan AB var. Diğer yanda ise teknolojide atılım yapan Çin ile ABD’nin yaptırım uyguladığı Rusya gibi ülkeler var.
Çelişki nerede başladı? 2017 başında başkanlığı devralan Donald Trump, 2018-2019’da ABD’nin Çin’den yaptığı ithalatın yaklaşık yüzde 60’ına ek gümrük vergisi uygulaması açıkladı. Benzer ek vergiler, kapsamı sınırlı da olsa, Türkiye ve Brezilya’nın birkaç maddesine de uygulandı.
Bu dönemde Çin'den yapılan ithalata eklenen vergi oranı, yüzde 25 ile yüzde 7.5 arasında değişiyordu. Demir-çelik, güneş panelleri, yarı iletkenler ve diğer teknoloji ürünleri vergi uygulanan ürünlerin başında geliyordu.
2022 yılına gelindiğinde ABD’nin Çin’den yaptığı ithalat, gümrük vergisini yükselttiği sektörlerde, yaklaşık yüzde 12.5 azalmıştı. Çin’e uygulanan vergilerin önemli bölümü şimdi de devam ediyor. ABD bu ürünlerin ithalatını diğer ülkelerden karşılıyor. Freund, Mattoo, Mulabdic ve Ruta (October 2023).
2021’de ABD’de başkanlığı devralan Joe Biden, yarı iletkenler gibi teknolojik sektörlerin yatırımını ve üretimini arttırmak için birçok teşvik önlemi açıkladı. Halbuki ABD’nin Çin’e ek gümrük vergisi uygulamasının ana gerekçesi Çin’in verdiği “cömert teşviklerdi”.
Şimdilerde tartışmayı ve çelişkiyi yoğunlaştıran iki gelişme yaşanıyor. Birincisi, yine başkan seçilmeye çalışan Trump’ın, seçilirse, ABD’nin Çin’den yaptığı tüm ithalata yüzde 60 vergi uygulayacağını açıklaması. Şimdiki başkanı ve hükümeti bu konuda gevşek davranmakla suçladı.
İkincisi, ABD Hazine Bakanı Janet Yellen’in Çin’i ziyaret edip şöyle bir uyarıda bulunması: Güneş panelleri, elektrikli araçlarda kullanılan piller (bataryalar) ve elektrikli araçların kendilerini çok fazla üretiyorsunuz. Bunların bir bölümü Meksika üzerinden ABD’ye geliyor, gelecek. Bundan vazgeçin.
Uyarının gerekçesi de aynı; “Çin bu ürünlerin üretiminde çok teşvik veriyor.” Bazı konularda daha yüksek teşvikleri ABD kendisi de veriyor. Yellen, Çin’e gitmeden bir hafta önce Çin ürünleri ile rekabet edemeyip kapanan, sonra ek teşviklerle yeniden üretime başlayan bir güneş paneli üreticisini ziyaret ediyor. Anlaşılan üreticiye korunacağına ilişkin söz veriyor.
ABD’de, kendi otomobil endüstrisinin, Çin’den gelen özellikle elektrikli otomobiller karşısında rekabet edemez endişesi var. Benzer bir endişe AB’de de var. Özellikle Almanya ve Fransa’da bu endişe sıkça dile getiriliyor.
Peki, yaman çelişki nerede? Şurada: ABD ve AB, serbest ticaretin savunmasını en güçlü yapan ülkeler, bölgeler. Bu savunmayı, 1800’lerden başlayarak yapageldiler. Çünkü teknolojide ve verimli üretimde önde gidiyorlardı. Şimdi ise işlerin değiştiği anlaşılıyor.
Dış ticaret, toplumların refahını yükseltir ve fakirliği azaltır düşüncesi tarihsel olarak genel kabul görür. Bu nedenle İpek Yolu gibi birçok ticaret yolu açılmıştır ve bunlar için savaşlar verilmiştir. Yakın zamanda Dünya Ticaret Örgütünün kuruluşuna giden kurumsallaşma çabalarında da uluslararası ticarette kısıtlama olmasın düşüncesi hakimdir.
1800’lerin başlarında David Ricardo, uluslararası ticaret yapan tarafların bu ticaretten kazançlı çıkacağını “karşılaştırmalı üstünlükler” veya “karşılaştırmalı maliyetler” kavramları ile açıklamıştı. Serbest ticaret yaklaşımı daha eskiye dayanır ama, iktisadî temelleri Ricardo modeline dayanır.
Kısacası, Çin’e (ve benzeri potansiyel ülkelere) vergi ve kotalarla getirilen sınırlamalar, AB ve ABD’nin yüzyıllardır yaptıkları açıklamalara ters düşüyor.
Diğer yandan, Rusya’ya ve bazı ülkelere uygulanan ticaret ve sermaye hareketleri yaptırımları da serbest ticaret düşüncesine aykırıdır. Yaptırımların elbette bazı haklı nedenleri de olabilir, ama kabul etmek gerekir ki, yaptırımlar küresel ticareti ve sermaye hareketini sınırlıyor.
Peki, ticaretleri ve sermaye hareketleri sınırlanan Çin ve Rusya gibi ülkeler ne yapacaklar? Kısaca söyleyeyim; bu ülkeler ticaretlerinin........
© T24
visit website