Talep’te köpük ve TÜİK’in “Düzeltme ve cevap metni”
Diğer
02 Temmuz 2024
7 Haziran 2024’te T24’te yayımlanan köşe yazımla ilgili olarak, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Dr. Erhan Çetinkaya imzası ile T24’e gönderilmiş bir yazı bana iletildi. Bu yazı “Düzeltme ve cevap metni” başlığını taşıyor.
TÜİK yazısında, benim yazımdaki sayısal sonuçlar kabul edilmiş ve bu sonuçlar için bazı nedenler ve açıklamalar getirilmiştir. Bu yanıt yazısında amacım TÜİK’in ifade ettiği bu nedenleri ve açıklamaları irdelemektir.
Öncelikle TÜİK metnini hazırlayıp ilettikleri için Dr. Çetinkaya’ya ve kendisinin şahsında TÜİK uzmanlarına teşekkür ederim. Bu gibi bilgi alışverişleri bizlerin sorumluluk alanında, TÜİK’in de görev ve yetkileri arasındadır. TÜİK’in görevlerinden şu ikisi önemlidir:
1) “Ülkenin ekonomi, sosyal konular, demografi, kültür, çevre, bilim ve teknoloji alanları ile gerekli görülen diğer alanlardaki istatistiklerini derlemek, değerlendirmek, analiz etmek ve yayımlamak.”
2) “Resmî istatistik sonuçlarının bilimsel ve teknik açıklamalarını yapmak.” TÜİK, Görev ve Yetkileri (2024).
7 Haziran 2024 tarihli yazımın başlığı; “'Talep' hesabında köpük var: TÜFE'deki yanlışlar, açlık ve yoksulluk çeken dar gelirlilerin talebini yüksek gösteriyor” idi. Konuyu da kısaca hatırlatayım.
Gayrisafi Yurtiçi Hasılanın (GSYH) üç tanımından gelen değerler birbirine eşittir, daha doğrusu özdeştir. Birincisi üretim tanımıdır, sektörlerin katma değerlerinin toplamını verir. İkincisi katma değerlerden elde edilen ücret ve kâr gibi gelirlerin toplamını veren tanımdır.
Üçüncüsü bu gelirlerin harcandığı tüketim, yatırım, net ihracat gibi kalemlerin toplamını ifade eder. Bu üç tanım, cari fiyatlarla (nominal olarak) da, belli bir dönemin fiyatlarıyla (reel olarak) da ifade edilebilir. İster nominal, ister reel olsun, GSYH özdeşlikleri hep geçerlidir.
TÜİK, her üç GSYH’nın nominal değerlerini hesaplıyor. Her üç tanımın nominal değerleri birbirlerine eşittir, burada bir sorun yok. TÜİK, sektörel üretimlerin reel değerlerini toplayıp reel GSYH değerini elde ediyor. Burada da sorun yok.
Ancak, TÜİK’in hesapladığı reel özel tüketim, reel yatırım, reel kamu harcaması, reel net ihracat gibi kalemlerin toplamı, diğer tanımlarda temel olarak alınan üretim GSYH değerinden daha yüksektir ve bu sapma giderek artıyor. Kısacası, özdeşlik sağlanmıyor.
7 Haziran 2024 tarihli yazımda bu sapmaları bir tabloda gösterdim. Üretim GSYH içinde harcama kalemlerinin paylarının toplamı 2022’de yüzde 111,5; 2023’te yüzde 114,9; 2024I’de (2024 birinci çeyrek) yüzde 119,5’tir.
Şimdi aynı sonuçları reel değerler üzerinden Tablo 1’de bir kez daha gösteriyorum. Tablodaki verileri, son yıllar dışında, çift sayı yıllar ile sınırladım, ki tablo çok yer kaplamasın. Bu tabloda yine önce 2022, 2023 ve 2024I dönemlerime bakalım.
2022’de reel harcamalar toplamı 2366,18 milyar TL, reel üretimden bulunan GSYH ise 2122,07 milyar TL’dir; yani 2022’de birinci değer ikinciden yüzde 11,5 daha fazladır. Bu fazlalık 2023’de yüzde 14,9; 2024I’de yüzde 19,5’tir.
TÜİK’in açıklamasında, kullanılan zincirleme hacim yöntemi bu farkın nedeni olabilir, çünkü bu yöntemde bir toplamsallık sorunu vardır deniyor. Yani alt-kalemlerin toplamı, GSYH’dan farklı olabilir. Ancak, ortaya çıkan yüzde 20’lere varan farklar bu sorunla açıklanamaz.........
© T24
visit website