Yeni yıl için tek bir dilek: Merakınız bol olsun!
Diğer
Konuk Yazar
01 Ocak 2024
1 Ocak’ta yayınlanacak bir yazı insanda gayriihtiyari bir mesaj kaygısı yaratıyor. Öyle ya, yeni yıla dair bir şeyler söylemeli, bazı temennilerde bulunmalı.
Düşündüm, kendim de dahil herkes için ne isterim yeni yıldan, dedim. Pek çok şey istenir elbet. Dilek sandığı açılmaya görsün, kolay kolay kapanmaz.
Ama tek bir hakkım varmış gibi yapıyorum ve herkes için yeni yılda daha fazla merak diliyorum.
Evet, sadece merak. En basit haliyle merak. Üstelik dileğim öyle tek bir hedefe yönelmiş bir merak da değil. Serbest gezen bir merak diliyorum; kendim, okur ve tüm insanlar için.
Buralarda pek sevilmez merak. “Kediyi merak öldürür” diyen de eksik olmaz, ağzını bozup “İnsanın başına ne geliyorsa ya meraktan…” diye devam eden de…
Kayıtsızlığın bir meziyet olarak tarif edildiği bu çağda merak hoş karşılanmaz. Bilinmeyene yeltenen bir yolculuğun önüne “iş çıkarma şimdi”lerden, “anlamadığın işe burnunu sokma”lardan duvar örülür hızla…
Merak Türkçede görece yeni bir kelime. 17. Yüzyıla kadar Türkçe konuşulan coğrafyalarda merak kelimesine pek rastlanmıyor. Onun yerine “hayret” var. Yani şaşırmak… “Hayran” var. Hayran olmak ile hayret arasındaki ilişki merak için önemli. Bir şeyin güzelliğine, yeniliğine şaşıracaksınız önce. Ve ona öyle bir hayran olacaksınız ki, peşine takılacaksınız.
Merak ve hayret arasındaki ilişki sadece Türkçeye özgü de değil üstelik, ta Antik Yunan’a kadar uzanıyor. Sokrates “Tüm felsefe ‘thauma’yla başlar” diyor. “Thauma” Türkçeye merak veya hayret olarak çevriliyor. Aristoteles ise “Tüm insanlar doğaları gereği bilmeyi isterler” diyor ve o da “thauma”nın yani hayret ve merakın felsefenin başlangıç noktası olduğu konusunda Sokrates’e katılıyor.
“Merak felsefesi” üzerine çalışan, aynı isimde bir ders veren ve “The Philosophy of Curiosity” isminde bir yayını da bulunan Prof. İlhan İnan ise thauma’yı hayret, hayranlık ve merakın karışımı bir duygu olarak tanımlıyor.
Bu yaz başında ailemin yaşadığı kasabada sahile yapılan küçük iskelenin kazıklarının nasıl çakıldığına taktım kafayı. Yarısı bitmiş iskelenin geri kalanını bitirme işi, hava şartları izin vermediği için dört gün ertelendi. Sahile tam üç gün her sabah sabırla erkenden gittim ve elim boş........
© T24
visit website