Kurtarırsa dünyayı kadınlar kurtarır!
Diğer
Konuk Yazar
19 Şubat 2024
Geçenlerde edebiyatçı birkaç arkadaşımla sohbet ederken kitap okuyucularının büyük bir çoğunluğunun kadın olduğundan bahsettiler. En azından kitap okuduğunu “belli edenlerin…” Yani sosyal medyadan yazara görüşlerini aktaranların, kitap kulüplerine katılanların, yazara e-posta gönderenlerin neredeyse tamamı kadın okuyuculardan müteşekkil imiş.
Bu durumda ya erkek okuyucuların sayısı kadınlardan çok çok daha az ya da erkekler bir sebeple kitap okuduklarını belli etmemeyi tercih ediyor. Yahut ikisi birden…
Tam bu anekdot aklımdayken geçenlerde Financial Times’ta birkaç araştırmayı derleyen bir makale yayımlandı. Makale Z jenerasyonunun (1997-2012 arası doğanlar) siyasi görüşlerini kadın ve erkek ekseninde ele alıyordu.
John Burn-Murdoch imzalı makaleye sosyal medyada bazı eleştiriler de yöneltildi. Özellikle birbirinden farklı araştırmaları sanki hepsi aynı yöntemle yapılmış gibi ele alması ve bu araştırmaların bir kısmının ırk, sosyo-ekonomik statü gibi alt kırılımları yok sayması nedeniyle. Fakat tüm bu haklı eleştirilere rağmen ele alınan verinin bize şeyler söylediği, bir resim oluşturduğu da bir gerçek.
Bu resme göre Z jenerasyonunun kadınları erkeklere göre çok daha özgürlükçü ve ilerici. Yani kelimenin Batı’daki anlamıyla liberal… Örneğin ABD’de Gallup’ın araştırmasına göre kadınlar erkeklere kıyasla yüzde 30 oranında daha özgürlükçü görüşlere sahip. Üstelik bu fark sadece altı yıl gibi kısa bir sürede oluşmuş.
Almanya’da da oran aynı: Yüzde 30. Birleşik Krallık’ta yüzde 25. Polonya’da ise daha büyük bir kopma var. 18-21 yaş aralığındaki erkeklerin yarısı aşırı sağcı Konfederasyon Partisi’ni desteklerken aynı yaş grubu kadınların yalnızca altıda biri aynı partiye destek veriyor.
Makalenin derlemesinde Asya ve Afrika’dan da örnekler var. Çin, Kore, Tunus… Her yerde benzer bir görüntü ortaya çıkıyor: Sağa kayan dünyada erkekler hızla koşuyor, kadınlar ise ilerici ve özgürlükçü bir yerlere tutunmaya çalışıyor.
Geçmişte bu denge nasılmış diye de bir baktım. Birkaç çalışmada görülüyor ki, 1960’ların ortasına kadar kadın ve erkek arasında belirgin bir siyasal görüş farkı yok. Hatta bazı dönemlerde kadınların muhafazakâr partilere yönelimi erkeklerden daha fazla. 1970’lerle birlikte kadınların “sola” kayma süreci başlıyor ve bu süreç bazı dönemlerde (örneğin 80’lerin sonu) düşüşe geçse de genelde artarak devam ediyor.
Türkiye’de Konda’nın seçmen kümelerine baktığımda (2017 yılı verisi) MHP’nin yüzde 32’yle en düşük kadın seçmene sahip parti olduğunu görüyoruz. Diğer partilerde örneğin CHP ve AKP arasında 1-2 puanlık farkın dışında büyük bir fark görünmüyor.
Dünyaya dönecek olursak kadın ve erkek arasındaki siyasi görüşler son 40 yılda kadının liberal çizgiye doğru ilerlemesi şeklinde bir eğilim gösterse de farkın son on yıldaki kadar hızla açıldığı bir başka zaman dilimi yok. Bu durumun şüphesiz birden fazla sebebi olabilir. Bugün hızla uçlara savrulan tüm bu sağcı partilerin aşırı maskülen, maço halleri… Partilerin hedef kitle olarak kendilerine halihazırda silaha, roketlere, bombalara meraklı erkekleri seçmesi vs…
Fakat bu tür gerekçelendirmeler bir şeyi........
© T24
visit website