menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Adı çıkmış dokuza, inmez sekize: Mekap’ın bitmeyen çilesi

29 5
03.10.2024

Diğer

03 Ekim 2024

Bazı kelimelerin şu hayattaki yükü ağır oluyor.

Selpak örneğin.

Kullanıldıktan sonra yıkanan, eskilerin iddiasına göre ütülenen ve hatta kolalanan kumaş mendillerin yerini alan kâğıt mendilin bir gün kalbi kırıkların edebiyat malzemesi olacağını kim bilebilirdi?

Hammaddesi “selüloz” ile temiz anlamındaki “pak”ın birleşiminden mürekkep Selpak tüm kâğıt mendillerin jenerik ismi olmakla kalmadı, “Beni selpak mendil gibi kullanıp bir kenara attın”la taçlanan sitem dolu satırların da başrolünü kapıverdi.

Hadi selpak, markanın adını ürünle özdeşleştirmenin bir yandan da ekmeğini yediği için yükünü taşımakla mükellef diyelim… 1970’lerin, 1980’lerin “yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı” dönemlerinin kendince ‘havalı’ ve sağlam ayakkabısı Mekap’ın suçu neydi?

Sağlam, dayanıklı, muadillerine kıyasla konforlu ve her türlü arazide kullanılabilir olması mı?

Herhalde dünya üzerinde hiçbir marka işini düzgün yapmanın bedelini bu kadar ağır ödememiştir.

Geçen gün Artı Gerçek’te denk geldiğim bir haber sonrası yazıyorum bunları.

Haber şöyle: “Cezaevine gönderilen Mekap marka ayakkabılar cezaevi yönetimi tarafından ‘tahrik edici’ bulunduğundan ayakkabılara idare tarafından el konulmuştur.”

Mekap marka ayakkabılarını alamayan mahkûm İnfaz Hakimliği’ne başvuruda bulunmuş, bunun üzerine hakimliğe yazı yazan cezaevi yönetimi sarı renkli (bence daha çok kahverengiye benziyor o renk ama yazıda “sarı” olarak analım) Mekap ayakkabıların “PKK’yı simgeleyen” materyaller arasında olduğunu iler sürmüş.

İnsanın sorası geliyor: Peki, bundan ayakkabıların haberi var mı?

Haber ilginç olunca daha önce hakkında az buçuk fikrim olan Mekap’ın tarihine, PKK’yla anılmasına dair arşive bir göz atasım geldi.

Tam 52 yıldır üretim yapıyorlar.

Markanın ilk sahibi Hikmet Kurşunoğlu İtalyan ve Musevi ortaklarıyla 1972’de yurt dışından ilk poliüretan enjeksiyon makinesini almış ve ismini de yabancı kelime çağrışımı yapsın diye “Mekap” olarak koymuş.

Sonraları malum gelişmeler yaşanıp markanın adı PKK’yla anılmaya başlayınca satışlar düşmüş, ürün algısı değişmiş.

Aile de markayı elden çıkarmaya karar vermiş.

Trabzonlu Kurşunoğlu ailesinden yine Trabzonlu İskender ailesine geçmiş Mekap markası.

İskender ailesi aslında satın almadan önce uzun bir süredir Mekap’a saya üretimi yapıyormuş. Saya ayakkabının üst kısmı. Tabanın dışında kalan deri kısım yani.

1970’lerde, 80’lerde ithalat yasağı nedeniyle Adidas’lara Nike’lara ancak yolunu Karaköy’deki Amerikan Pazarı’na düşüren zengin çocukları el altından sahip olabilirken Mekap orta halli ailelerin hem sağlam hem de kendi dönemi için havalı spor ayakkabısı olarak pazarda itibarlı bir yer edinmiş.

Üniversite öğrencileri, orta ve ortanın altı sınıftan ailelerin çocukları… Herkes Mekap’larıyla gezer olmuş.

Satışlar patlamış. Üretim........

© T24


Get it on Google Play