menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Serkan Özübek: Biyolojik babalık, kalpten babalıktan farklı bir şey olsaydı yuvalarda bunca terk edilmiş çocuk olmazdı değil mi?

22 1
15.06.2024

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

15 Haziran 2024

Yarın Babalar Günü. Psikiyatr Dr. Gülcan Özer'in tanımıyla Evin Yalnız Adamları: Babalar'ın günü. Hem çok kızdığımız hem de çok sevdiğimiz babalarımız. Tüm genellemelerin değiştiği, kuralların yeniden yazıldığı bir dönemdeyiz. En azından bazı kesimler için. Yeni babalar çocuklarına destek ve büyümelerinde etkinler. İşte bugün sohbetinden büyük mutluluk duyduğum Kalpten Baba Serkan Özübek ile tanıştırıcağım sizi. Serkan, Türkiye'de evlat edinen ilk bekar erkek. Deneyimlerini aktardığı Kalpten Baba adında bir kitap yazdı. Literatür Hayat'tan yayımlanan kitap, sadece babalar için değil, anne ya da baba, evli ya da değil, tüm ebeveynler için bir rehber niteliğinde.

Baba, oğul'un sıcacık hikâyesini dinlerken Serkan'ın gözlerindeki mutluluğu anlatmam imkânsız. Bir çocuk, iki kedi ve babadan oluşan bu ailenin hikâyesinden öğreneceğimiz çok şey var. Aile ya da babalık sadece genetik bağ ile olmuyor. Karşılıksız emek, güven ve huzurlu ortam sağlamayı içeriyor. Kalıpları kırıp yeni tanımlamalara ihtiyacımız var. Koşulsuz sevdiğimiz ve sevildiğimiz her yapı ailedir. Buradaki anahtar kelime, koşulsuz sevgi. Arkadaşınız, sevgiliniz, kediniz, köpeğiniz, anneniz, babanız, çocuğunuz, kalpten sevdiğiniz herkes bu tanıma girebilir.

Kalpten Baba, içinizi ısıtacak, ebeveynliği sorgulatacak, sevmeyi ve aileyi yeniden tanımlatacak, mutlu sonla devam eden kavuşma hikâyesi. Bazen gülümseyerek, bazen de duygulanarak, teorik bilgilerin pratikteki iyi örneklerini öğrenerek okuyacağınız cesaret kitabı sizi bekliyor.

Babalar gününüz mutlu, kutlu olsun.

- Değişmiş olmasını umut ederek sormak istiyorum: Hâlâ evlat edinen tek bekar erkek misiniz?

Ben de umut ederdim ancak maalesef hâlâ tekim. Sosyal Hizmetler'den öğrendiğim kadarıyla şu an bir bekar erkeğin başvuru süreci devam ediyormuş. Umarım onaylanır ve çoğalırız.

- Sağlıklı ebeveynlerle, sevgi dolu bir ailede büyümüşsünüz. Çocuğunuzun biyolojik olması ya da olmaması fark ediyor mu?

Biyolojik olması ya da olmaması kesinlikle fark etmiyor. Kalpten baba olmanın, biyolojik baba olmaktan hiçbir farkı yok. Amerikalı yapımcı, şarkıcı Marie Osmond'un iki biyolojik olmak üzere toplam yedi çocuğu var. Bir röpörtajında soruyorlar; "Hangi çocuklarınızı evlat edindiniz?" "Hatırlamıyorum ki" diyor. İşte mesele bu. Ben de tam bu noktayım. Okan doğduğundan beri berabermişiz, biyolojik babasıymışım gibi hissediyorum. Biyolojik babalık daha farklı bir şey olsaydı yuvalarda bunca terk edilmiş çocuk olmazdı değil mi? Bence kalpten baba olmak çok daha önemli.

- Tekrar evlat edinmeyi, Okan'a kardeş düşünüyor musunuz?

Maddi imkânım olsaydı düşünürdüm. Tek başınıza çocuk büyütmek zor, her şey çok pahalı. Hatta geçen günlerde Okan (gülüyor) "Baba, kardeş istiyorum. Bir tane daha evlat edinir misin?" dedi. Ben de "Aaa öyle mi? Kız mı erkek mi kardeş istersin" dedim. "Erkek" dedi.

Maddi imkansızlıktan bahsetmeden, "Sevgim ancak sana yetiyor, büyünce sen evlat edinirsin" dedim. Gayet mutlu şekilde "Tamam" dedi ve konuyu kapattık. Böyle mutluyuz.

- Baba olmak, bir çocuğu hayatına katmak, onu en iyi şekilde yetiştirmek, fedakârlık yapmak, maddi-manevi hazır olmak. Cesur bir karar. Nasıl karar verdiniz hayatınızı bir evlatla paylaşmaya?

40'lı yaşlarıma kadar evlilik bir şekilde olmadı. Daha sakin ve durağan bir dönemimdi.

- Çocuk istiyor muydunuz o dönemlerde ya da daha öncesinde?

Hayır. Hep şunu söylüyorum: On sene öncesine gidelim, gelecekten biri gelip bana evlat edineceksin, kalpten baba olacaksın dese, aklından zoru var herhalde diye düşünürdüm.

- Peki nasıl karar verdiniz?

Düşündüm ve yaptım. Karar vermem üç ya da dört ay sürdü. Kararımda, çok yakın bekar kadın arkadaşımın evlat edinmesi, onların ilişkilerini görmem ve aynı dönemde KALBEN derneği ile çalışmaya başlamış olmam etkili oldu.

KALBEN derneğinin kurucu üyeleri arasındayım. Devlet korumasındaki çocuklar için projeler yapıyoruz. O yuvalara gidince, çocukları görünce ve gerçeklerle yüzleşince bağlantılar birleşti ve küçük bir çiğ damlası kartopu oldu, kararımı verdim. Yuvadaki çocuklardan birisine aile olmayı, baba olmayı çok istedim. Hemen medeni kanunu inceledim ve 2002 senesinde bekar kadınların ve erkeklerin evlat edinebileceğini öğrendim. 2016 ortalarında başvurularımı yaptım ve süreci tamamlayarak 2018 yılı sonlarında oğluma kavuştum.

- Kuruma ilk başvurunuzda oldukça önyargılı ve cinsiyetçi söylemlerle karşılaşmışsınız. Etkisi altında kalmadan nasıl devam ettiniz? "Acaba" dediğiniz bir an oldu mu?

Kitabımda ismi geçen kişiyi rencide etmek için asla yazmadım. Beni en çok destekleyen ve gurur duyan kişilerden biridir. Ancak evlat edinmek isteyen bekar erkek olmam herkes için bir soru işaretiydi. O aşamada haklı bir soruydu.Tek bir adam gelmiş, evlat edinmek istiyorum diyor. Şaşırtıcı bir durum. Beni zorlamak için böyle davranmış olabilir. Ancak kararımdaki inancı ve netliği görünce başvuruma izin verdi ve süreç boyunca da diğer tüm uzmanlar gibi desteğini hiç esirgemedi.

- Peki Okan evlenmenizi istiyor mu?

Çocuğum olmaz derken çocuğum oldu, büyük konuşmamak lazım. Asla evlenmem demiyorum. Okan, anne olayını anaokuluna giderken sormuştu. Arkadaşlarının annesini görüyordu. Merak ediyordu. "Oğlum, annemiz yok, biz baba oğul yaşıyoruz." diyerek çevremizdeki örneklerle her çocuğun mutlaka annesi babası olması gerekmediğini anlattım. O zaman anladı. Geçenlerde çok hoş enteresan bir olay yaşadık. Oğlum devlet okulunda okuyor ve herkes durumumuzu biliyor. Okan'ın sınıf arkadaşının annesi çocuğuna kurabiye yapıyor, bizimki de kurabiyeyi çok seviyor ve tırtıklıyor. Arkadaşının annesi espri yaparak çok tatlı şekilde, "Serkan Bey, tarifini vereyim de Okan'a yaparsınız "dedi. Ama bu sözü oğlum duymadı. Arkadaşı da oğluma "Annem annene tarifi verecek" dedi. Bizimki de durdu durdu gülerek "Oğlum sen delirdin mi benim annem mi var yaa" dedi. Kahkahalar attık. Benimsemiş, üzülmedi, kırılmadı. İçselleştirmeden espri yaparak cevap vermesi çok hoşuma gitti. Benim de amacım buydu. Başardığımı hissettim. İleride bir anne olur mu, bilemiyorum. Kısmet. Ama şunu biliyorum. Daha mutlu olmamız lazım. Atacağım bir adım, şu anki mutluluğumuzu bir adım daha yukarı taşımalı. Hayat ne gösterecek bilemiyorum. Yaşayıp göreceğiz.

- Kelimenin gücüne inananlardanım. Toplumumuzda dilimize yerleşen özellikle kadınlara ve çocuklara dair çok ayrımcı söylemler mevcut. Evlatlık, üvey evlat, üvey anne, üvey baba gibi. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Evlatlık........

© T24


Get it on Google Play