CHP için kritik eşik: Yeni örgüt, yeni üyelerle parti nasıl bir Türkiye hayal ediyor?
Diğer
02 Eylül 2024
CHP eylül başında bir kez daha tüzük kurultayına gidiyor. 12 Eylül Darbesi’yle kapatılıp 1992’de yeniden kuruluşundan itibaren ilk kez bir kurultay, seçimlerde kazanmış olmanın ve dört yıl sonraki seçimlerde kazanma umudunun heyecanıyla yapılacak. Kamuoyuna açıklanan anketlerde 20 yılı aşan süreçte ilk kez CHP iktidar partisinin önünde gidiyor. CHP örgütünün ve tabanının psikolojisini etkileyen bir başka unsur 2023 seçimlerini kaybetmiş bir partinin ertesi gün değişim iddiasıyla başlattığı bir sürecin yeni bir aşamasına da işaret ediyor oluşu.
Toplumcu Düşünce Enstitüsü Başkanı Nebil İlseven’in deyişiyle, “2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonra gelen “değişim” hamlesi ile başlayan sürecin, yaklaşan kurultayda tam olarak ne anlama geldiği belirginlik kazanacak.”
Kurultayın anlamını ve amacını İlseven şöyle tarif ediyor. “CHP’nin önümüzdeki dönemde ilerici, radikal demokrat ve kararlı bir çıkış yaparak, toplumun beklediği güven ve umut atmosferini yeniden oluşturmak gibi bir siyasal sorumluluğu, tarihsel görevi vardır. Bunun için de diri, enerjik, nitelikli ve inançlı kadrolara ve bir örgüte ihtiyacı vardır. Kurultay işte bu yapılanmanın “el kitabını” oluşturmak için toplanmaktadır.”
CHP, programıyla, tüzüğüyle, örgütüyle, güncel meselelerdeki tutum ve pozisyonlarıyla ve özellikle Ak Parti ve Erdoğan karşısında yaptıkları ve yapamadıklarıyla hep yoğun tartışmaların partisi oldu. Özellikle parti içi gruplarının güçlü varlığı, parti içi siyasi rekabetin fikirlerden çok kişilerle, hizipler ya da kliklerle ilişkili oluşu hep eleştirildi. Son yerel seçimlerdeki başarıya kadar Ak Parti ve Erdoğan karşısındaki tutum ve pozisyonları, acizlikleri, iktidarın çizdiği zihni çerçevenin dışına çıkamama, siyaset üretmedeki kısırlığıyla, bir bakıma seçmeninin de en düşük sadakatine sahip parti haline geldi. Neredeyse seçmeninin üçte ikisinin her seçim yenilgisi sonrası kendi oyunu sorguladığı, seçmeninin yarıdan çoğunun seçimi kazanacağına ya da ülkenin sorunlarını çözebileceğine dair umudunun ve iddiasının olmadığı bir parti oldu.
Art arda seçim yenilgileri CHP’yi dışa doğru değişimi arayan bir parti olmaktan çok içe doğru düşünen ve giderek içe doğru çöken bir parti haline getirdi. Kemal Can’ın tespitiyle, “CHP eskiden de kendini daha çok konuşan, iç gündemiyle daha sık anılan bir partiydi. Özellikle 70’li yıllarda, en yakası açılmadık pazarlıkları, en sarsıcı ayrışmaları, en şaşırtıcı manevraları rahatça yapan sağ politikacılar ve yorumcular bunu alay konusu yapar, “hizip partisi” diye isim takarlardı. Oysa CHP’yi “devlet partisi” etiketine teslimiyetten koruyan, toplumsal bağını diri tutan ve aslında dinamizmini sağlayan avantajlı tarafı tam da burasıydı. Hep atıf yapılan “devlet freni” iddiasının yanına önemli bir toplumsal direnci ekleyen ve aşağıdan yukarıya aktarımı mümkün kılan tarafı tam buradaydı. Kendi iç meseleleriyle fazla meşgul ama sürekli hareketli ve canlı bir teşkilatı vardı ve genel hamilik ve öncülükten kaçınsa bile teşkilatlar, -özellikle taşradakiler- sıkıntıdakiler için önemli adresti. Sağ partilerin “kültürel çoğunluk” iddiasına yüklenmiş demagojik ve manipülatif “taban” çalışmalarına, bazı araştırmacı ve akademisyenlerin “sosyoloji” dediği alana karşı bir eksiklik ve zayıflık pahasına “parti” kalmasını sağlayan buydu. Bir seçim makinesi olarak ve seçmene karşı zayıf tarafı ve parti olarak kalabilmesini sağlayan güçlü yönü aynı dinamikle ilişkiliydi. Bu paradoks yıllardır çözülebilmiş değil. 2024 yerel seçiminde birinci parti olabilmesi de bir değişimden ziyade seçmenin “kendiliğinden” geliştirdiği iradenin bir sonucu.”
Yine de CHP 29 Mayıs 2023 sabahı İmamoğlu’nun tetiklediği bir değişim kıvılcımıyla lider değişikliğini başardı. Ardından yerel seçim başarısı geldi. Şimdi mesele, değişimin kurumsallaştırılması, örgütsel ve siyasi değişimin kurgulanması. Şu anda Özgür Özel’in ya da Ekrem İmamoğlu’nun böyle bir değişim stratejisi ve süreç planı var mı bilmiyoruz. Henüz kamuoyuna yansıyan, biraz da iktidarın ve medyasının zorlamasıyla şimdiden 2028 cumhurbaşkanı adaylığı tartışmaları, Kılıçdaroğlu ve dar çevresinin diri tutmaya çalıştıkları genel başkanlık tartışmaları. Kısaca CHP henüz kişiler üzerinden siyaset yapmaktan, bir iddiayı örgütleme sürecine geçebilmiş değil.
Bu........
© T24
visit website