"Tanrım Orada Mısın? Benim Margaret" ve hiç bitmeyen ergenlikler üzerine
Diğer
T24 Haftalık Yazarı
30 Haziran 2024
Kayıp duygusuyla ilk ergenlik dönemimde tanıştım. Oysa ne insanın içindeki ergenlik ne de kayıplar aslında hiç bitmiyormuş. Bunları anlamak için yetişkin olmam gerekti. Bu hafta ergenlik dönemimin kimi anlardaki tek tanığı olan arkadaşımın babasını kaybettik. Kendi babamı kaybedeli daha 6 ay bile olmamışken. Kayıplarda zihin sıçramalarla hatırlıyor nedense. Mesela babamın son günlerini hatırladığım canlılığıyla bir de ben çocukkenki halini hatırlıyorum sürekli. Bu sebeple bugün yazım biraz ergenlik, biraz kayıplar, biraz da filmler üzerine.
Bu sene benzer konuları ele alan pek çok iyi film izledim. İlk izlediğim Judy Blume'un aynı adlı 1970 tarihli klasik romanından uyarlanan Tanrım Orada mısın? Benim Margaret'ın önce fragmanın gördüm ve filmi izleyebilmek için neredeyse haftaları saydım. Filmin karakterinin kızımla aynı yaşta olması bu merakımı daha da derinleştirmiş olabilirdi elbette. Ancak sadece o olmadığına eminim. Kendi ergenlik yıllarımı düşündükçe, Ters Yüz 2 filminde temsil edilen duygularımla baş etmemin ne denli zor olduğunu da hatırlıyorum. Yıkılan ve yeniden kurulan bir benlik algısı Ters Yüz 2'de buldozerlerle Riley'in benliğinin üzerinden geçiyordu, insan içinden evet buldozer etkisi demekten alamıyor kendisini.
Gözlerimi kapatıp kendi ergenlik günlerimi hatırlıyorum. Okula ilk babamla girdiğim gün bir çocuktum ama 7 sene sonra o okuldan mezun olurken bana dair bildiğim çoğu şey yeniden oluşmuş, değişmişti. Okulun neredeyse ilk günlerinde tanıştığım ve geri kalan orta okul ve lise hayatımı beraber geçireceğim bir arkadaşım oldu. O ilk günleri bir yakın arkadaş dayanağı olmadan atlatmanın ne kadar zor olduğunu şimdi daha iyi görebiliyorum. Öğle teneffüslerinde Banu ile okulun bir kapısından çıkar, okulu çepeçevre döner, Maslak Kuleleri'ne bakan bankların önünden geçer ve diğer kapıdan içeri girerdik. 50 dakika süren teneffüste bunu defalarca yaptığımız düşünülürse, 7 senenin sonunda o yolu neden bir hacı gibi her gün defalarca tavaf etmiş olduğumuz fikri beni her zaman güldürdü.
Tanrım Orada mısın? Benim Margaret filminde küçük Margaret 1970 yazının sonlarında ailesiyle birlikte New York City'den New Jersey banliyölerine taşınıyor. Anne ve babası Barbara ve Herb kızlarını Manhattan'ın dar dairesinden daha kırsal, ev gibi bir ortamda büyütmek istiyor. Ancak Margaret yeni mahallesinde kendi gibi sorularla dolu başka çocuklarla tanışıyor ve olaylar gelişiyor. Yeni arkadaşlarla tanışıyor Margaret, kendi bedenini keşfetmeye başlıyor. Aşık oluyor. Annesi ve babası ayrı dinlere mensup olduğu için kafası karışıyor.
Biz de sorularla doluyduk o yaşlarda. Ve soruları çoğunlukla sadece birbirimize sorup, cevapları bilmediğimizde uyduruveriyorduk. Kimi zaman uzun mektuplar yazılıyordu akşamları, kimi zaman derslerde yazılan........
© T24
visit website