Zola ve aşırı sağ
Diğer
27 Haziran 2024
Fransa’da Meclis’e seçilecek ve hükümeti kuracak Başbakanlığın hangi siyasi görüşe ait olacağı tartışmaları tüm hızlıya devam ediyor. İlk tur 30 Haziran ve ikinci tur 7 Temmuz’da yapılacak. Birinci kanalda, 25 Haziran akşamı yapılan üç adayın birbirleriyle karşı karşıya tartışmaları bu hızın dikkat çekici bir şekilde yükseldiğini göstermekte. Aşırı sağ lideri, Jordan Bardella, lağvedilen hükümetin başkanı Gabriel Attal ve aşırı sol lideri Manuel Bompard karşı karşıya, üç blok halinde tartıştılar ve Fransızları uyarma ve ikna etme yarışını gerçekleştirdiler.
Birkaç yazıdır aynı yerde dönüp durmaktayım. Neden halklar bugün aşırı sağı arzulamaktalar? Bu soru felsefe tarihinin sorularından birisi olarak durmakta. Neden insanlar kendi çıkarlarına ait olmayan siyasi liderleri kendilerine yarayacak biri olarak seçmek isterler? Neden 20.yüzyılın ilk yarısında İtalya’da bugün olduğu gibi aşırı sağcı bir lider seçilir? Neden Almanya’da aşırı sağ ikinci büyük siyasi güç olur? Neden Fransa’da, ihtilalin ve özgürlük, kardeşlik ve eşitliğin olduğu yerde halkın seçeceği en çok oy oranına sahip olacak siyasi parti milliyetçi ve yabancı düşmanlığı yapan aşırı sağ olmaktadır? Neden Almanya’da 1930’ların başında halk Hitler’e oy vermeyi tercih etmiştir? Neden en çok aşırı sağ bugün yüz yıl sonra tekrar gündeme oturmuştur? Nedenler sürüp gitmekte.
19. yüzyıl bize, belki de edebiyat alanı, bu soruların cevabını veremese de yine de bir düşünme alanı açmaktadır. Zola akla gelen edebiyat insanı. Germinal adlı romanında (bu kelime baharın umut dolu geleceğini vaat etmekte) Zola bize “libidinal ekonomiyi” gündeme getirmektedir. Bunun hemen ardından Freud’un ileri süreceği gibi insanın biyolojik bir varlık olarak cinselliğin içinde kendi ruhuna bir yol çizeceğini ve bunun da bilinçli değil bilinçdışı bir şekilde insanlığın “yarasını” oluşturacağını söylemesi bugün de önemini hala korumakta. Yara, insanın isteklerinin kendi bilincinin dışında gerçekleşmesidir. Yani farkında olmadan bazı şeyleri yapmasıdır. O halde arzu akışkanlığının nereye doğru aktığı sorusu, burada “neden?” sorusunu sormamıza nedendir. Ama cevabını vermek de bir o kadar belirginlik dışı durmaktadır. Bazı hipotezler ileri sürülebilir. Cevap kesin midir? “Bilinçdışı eğer bir dil gibi yapılanmışsa”, o halde laflara, anlam kaymalarına (lapsus), istenmeden söylenenlere bakmak gerekecektir. Edebiyat yazıdır ve o halde sözleri ve duyguları bize aktarır, vakalar gibi. Vaka analizleri gibi edebiyat alanı da bize vakaların duygularını ve düşüncelerini aktarmaya kalkar.
Zola, bu romanında madencilerin ödeneklerini kısmaya kalkan ve bu nedenle bir pazar günü grevdeki işçilerinin arasından........
© T24
visit website