İliç’i kurtarmak bir seçim mi? Hayır, bir zorunluluk
Diğer
20 Şubat 2024
Gittikçe ne olduğu anlaşılmaya başlanan bu olay şu anda Türkiye’nin yaşadığı bir felaketi ortaya koymakta. Sadece ekolojik yara değil. Aynı zamanda insani bir hata söz konusu burada. Bir şey olmaz gibi, vurdumduymaz bakışın getirdiği bu büyük felaket sadece civar bölgelerde yaşayanları değil insanlığı ilgilendirmektedir. İnsanlık açısından bir bilgisizliği ve ehemmiyetsiz bakışın bir ürünü olduğu gözükmektedir. Burasının nasıl bir coğrafya olduğunun bilgisizliği bir yanda, diğer yanda ise bu coğrafyanın tarihi bilgisizliği ile karıştırdığında ortaya vahim bir tablo çıkmakta bizim karşımıza.
Tarihi olarak burasının, yani Mezopotamya kültürünün başladığı yer olarak görmek gerekecek öncelikle. Dicle ve Fırat nehirlerinin kültürü tarihi olarak insanlığın bağlandığı bir yer olması ise başka bir önemi vurgulamakta. İnsanlık tarihinin vaz geçilmez bir yeri olduğu bilgisinin eksikliği bugünkü sömürü makinasının işlemesine yol açıyor. Burasının insanlığın neolitik çağa girişinin beşiği olduğunu hatırlatalım öncelikle. İnsanın tarihinin nasıl insan olduğunun göstergesi olan bu yöre tarih ve coğrafya kitaplarında olduğu kadar paleontoloji ve etnoloji tarihinin de parçasıdır. İnsanların avcı-toplayıcı devrinden çıkışının imkânlarını sağlayan bir coğrafya-tarihinden söz etmekteyiz dikkat edilirse.
İnsanlık tarihi tarım öncesi döneminde balıkçılık ve meye-sebzeleri toplayarak bir yerden başka bir yere giderek yaşamaktalarken neolitik dönemle birlikte yerleşik olmaya başladıkları coğrafya bu coğrafyadır. Bitkilerin ve meyvelerin toplanmasından itibaren özellikle buğdayın kendi kendisini döllemesinin sonuna gelinmesinin neticesi insanın buğdayı ekmeye başlaması ve tohumlamasıyla birlikte gerçekleşmiştir. Grupların eşit bir şekilde avlanmasının sonrasında toplumda bir hiyerarşinin başlamasıyla tarım toplumuna doğru dönerek yerleşik olan insanlık tarihinin coğrafyasından söz etmekteyiz.
Tarih-öncesi bir dönemden tarihi bir döneme geçildiği yer bu Mezopotamya bölgesinin iki nehri sayesinde tarihi bir sıçrama gerçekleşmiştir. Binlerce yıl sonra tarımın keşfiyle insanlık başka bir toplumsallığa evirilmiştir. Bir tarım devrimi gerçekleşmiştir burada. Bu geçiş ve bu devrimci sıçrama bir anda olmuş bir şey olarak durmamaktadır. Asırların birbiri ardına sıralanmasıyla bu devrim oluşmuştur. Önce bitkiler evcilleştirilmiştir. Buğday bu şekildedir. İnsan eli değmeden kendi kendine üreyebilen buğday insanlık tarihinde insanın........
© T24
visit website