Dostluk üzerine
Diğer
12 Nisan 2024
Seçimler ve heyecanı bitti; ama neticelerin bazı yerlerde hâlâ tartışma içinde geçmeye devam etmekte olduğunu takip ediyoruz. Hak ve haklılık arayışları "siyasetin olmazsa olmazıysa" eğer, o halde, siyaset hâlâ yapılmaya devam edilmekte. Ama bu tartışmaların ve itirazların faydası kime? Giderek daha az kişi siyasetle ilgili olmaya başlamadı mı? Temsili seçim sistemlerinin yumuşak karnı da, haksızlığa uğrayan hangi taraftansa, o tarafın seçmenlerinin inançlarını kaybetmeye başlamasıyla oluşmuyor mu?
Düşmanlık tavırları seçmenlerin hepsine olmasa da belki fanatiklerine yarayabilir; ama aklı selim, sağduyulu insanlar da azımsanmayacak kadar toplumda yer edinmekte. Ve bu seçimlerden siyasi partiler bir ders çıkartmaya kalkarlarsa eğer, alınacak bu ders seçmenleri gittikçe bıkkın kılan düşmanca davranış biçimlerinden kaynaklanmaktadır. Dostluğun tadını özleyenlerin seçim sandıklarına uğramasıdır. Neden bıkkınlık verdi toplumu ikiye bölmeye çalışan söylemler? Önce, belki dost ve düşman ikili karşıtlığı siyasi yelpaze içinde taraflar arasında yeni oluşumlara gitmek için zemin kazanmış olabilir. Ve bu zemin sayesinde dostluk ekseni irtifa kaybetmiş de olabilir; ama bunun da bir süresi olduğu bilinir. Her zaman her şey aynı şekilde ilerleyemez; zaten de siyaseten iyi strateji uygulayanlar, tıpkı savaşlarda olduğu gibi (siyaset savaşın sadece başka araçlarla devamı değil midir?) dostluğu ön plana çıkarmak isteyenlerdir.
Eski Yunan felsefesinden gelen bir adet dostluğu ön plana çıkarmıştır her zaman. Bunu izleyen birçok düşünür ve filozof da benzer hattı besleyerek düşünenlerden yararlanarak kendi görüşlerini ortaya koyanlardır. Düşmanlık her zaman haksızlık ve eşitsizlik yaratmıştır. Zaten de eşitsizliğin ve gelir dağılımı adaletsizliği burada önemli bir rolü üstlenmiştir. Öyle bir roldür ki bu rol, dostluğu düşmanlığa tercih eden bir zihniyet, hep yüksek ahlaki değerlere sahip olduğundan, sonunda mutluluğa ulaşabilen ve haksızlığı ortadan bir an için bile........
© T24
visit website