menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yerel seçimleri genel seçim havasına büründürmek

25 1
31.01.2024

Diğer

31 Ocak 2024

31 Mart 2024 yerel seçimlerine iki aylık bir süre kaldı ve Türkiye bir kez daha sandığa giderken tıpkı geçmiş yerel seçimlerde olduğu gibi yerelde değil genelde olup bitenler üzerinden kutuplaşmayı sürdürüyor. Oysa adı üstünde yerel seçimlerde içinde yaşadığımız kente, ilçeye, mahalleye dair tercihlerimizi oylamamız gerekmeliydi! Fakat yıllardır tam aksi bir anlayışı ısrarla sürdürmeyi başarıyor ve yerele dair neredeyse hiç ama hiç konuşmamayı tercih ediyoruz. Böyle olduğu için de kentlerimiz her açıdan sorunlar yumağı olmaya devam ediyor. Ülkemizin bir numaralı gündemi olması gereken deprem konusunda dahi yerel seçimlere doğru dolu dizgin giderken ortaya çıkan adayların dilek ve temennilerinin dışında hiçbir şeyin konuşulmadığını görmekteyiz. Yeşil alan meselesinden başlayarak, kentin içindeki rekreasyon alanlarının çoğaltılmasına, spor yapma hakkına, sağlıklı çevrede yaşayabilme sorunsalına vb. pek çok konuya kafa yormamız gerekirken bunların hiçbirisini yine konuşamayacağız. Çünkü bu seçimlerin asıl meselesi yine bambaşka bir minval üzerinden yürüyor olacak ki bu durum zaten başladı bile. Ülkenin iktidarı ile muhalefeti arasındaki zıtlaşma, her iki tarafta aksini söylemelerine karşın ülke insanlarının geleceğini tehdit etmekte. Her şeyden önce bu durum, sağlıklı bir tartışma ortamının yapılabilmesinin önünü en başından kesiyor. Ardından kendi gündemini dayatmak suretiyle asıl odaklanılması gereken hususların önüne set çekilmesine yol açıyor. Belki bunlardan çok daha önemli bir nokta olarak ülkenin insan kaynaklarının kutuplaşma süreci içerisinde heba edilmesi nedeniyle ülkenin geleceğine de ket vuruyor.

Geçmişte de yerel seçimler öncesinde partilerin birbirleriyle iş birliği içerisinde olduğu örnekleri yaşadık. Ancak son dönemde genel seçimlerde yaşanan gelişmelerin benzeri yerel seçimlerde de kendisini fazlasıyla hissettirmeye başladı. Seçim ittifakları açık veya kapalı olarak sandıkta görülür hale dönüştü ve bu durumun öneminin farkına varan iktidar partisi özellikle büyük kentlerde ortak veya ortaklarıyla birlikte hareket etme üzerinden stratejilerini muhalefetten önce harekete geçirmeyi başardı. Ana muhalefet partisi ise başta İzmir büyükşehir belediye başkanlığı olmak üzere pek çok il ve ilçede hiç de olumlu bir sınav vermedi! Üstelik daha şimdiden 1 Nisan sabahı için parti içinde yeniden kurultay sesleri yavaştan dillendirilmeye başlandı bile. Yerel seçimlerin genel seçimlere dair bir prova niteliği taşıdığı önermesinin içinde bulunduğumuz dönemde bir karşılığı olduğu kanaatinde değilim çünkü ülkede son on yıl içerisinde yapılan bütün seçimlerde ardı ardına benzer bir yaklaşım hayata geçti. Ülkenin adeta karpuz gibi ortadan ikiye bölünmüş hâli, toplumsal hayatın bütün veçhelerinde hissedilirken özellikle muhalefet üzerine düşeni yapmak yerine kendisine biçilen konforlu alan içerisinde durmayı tercih ettiği için ülkemizin bir iktidar sorunu değil bir muhalefet sorunu söz konusudur. Yerel yöneticilerin seçileceği seçim sürecini de yine benzer görüntülere kurban etme konusunda muhalefet partilerinin dolu dizgin yol almakta oldukları görülmektedir. Altılı Masa travmasının bu oluşum içerisinde yer alan bütün partileri fazlasıyla etkilediği bu seçim sürecinde bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bir yıldan fazla birlikte yürüdüklerini söyleyenlerin kamuoyuna yansıyan tartışmalar içerisinde aslında birlikte olmadıkları, bir kez daha anlaşılmış oldu. İşin daha ilginç kısmı ise muhalefet partilerinin ana hedefinin iktidarın elindeki belediyelere odaklanmak yerine kendi içlerindeki iktidar görünümündeki partinin yani CHP’nin........

© T24


Get it on Google Play