Yaşananlar futboldan soğutuyor
Diğer
28 Şubat 2024
Futbolun keyif ve zevk verdiği zamanlardan geçerek gelmiş olduğumuz tuhaflıklar silsilesini açıklayabilmenin hakikaten mümkün olmadığı kanaatindeyim. Son yılların en ilginç şampiyonluk yarışına şahitlik etmemize karşın her iki takımın yöneticilerinin de sürekli olarak mağduriyet edebiyatının arkasına sığındığı bir lig yarışı içerisindeyiz. Ve söz konusu bu durumun hepimiz getirmiş olduğu nokta ne yazık ki futbola dair şeyleri konuşabilmemizi ortadan kaldırmış vaziyette. Her iki takımın da oynadıkları karşılaşmalar sonrasında sosyal medya mecraları üzerinden başlayan "Kara Gece" söylemlerinden hepimize gına geldi! Geride kalan bütün süper lig takımlarının bu iki takımın haksız rekabetine meze yapıldığı bir dönemde bulunuyor olmaktan, bir futbolsever olarak artık utanç duyuyorum. Çünkü artık futbolu konuşabilme şansımız kalmadı. Biz her seferinde bu iki takım üzerinden yaratılan algıları, hakem hatalarını, oyuncuların yaptıklarını iddia edilen hayasız işleri konuşmanın ötesine geçemiyoruz. Tabii bir de her karşılaşmada yaratılan penaltılar, olmayan ofsaytlar, verilmeyen kartlar ve tabii ki VAR üzerinden hakemle beraber gerçekleştirilen olumsuzluklar söz konusu olmakta.
Rekabetin geçmişten gelen ve her iki takımın formalarını ıslatanların yaratmış olduğu yüz yılı aşkın birikimin yansıması olduğunu unutan iki kulüp yönetimi söz konusu. Her ağızlarını açtıklarında hem kendi tarihlerine hem de rakiplerine ve ülke futboluna zarar verdiklerini göremeyecek kadar körleşmiş vaziyetteler. Başarıyı salt şampiyonluğa indirgedikleri için de geri kalan durumu daha baştan yok farz eden bir anlayışı hayata geçirmiş olduklarından dolayı başarısızlığın yaratacağı tahribatı engelleme uğruna futbolu ve futbol üzerinden toplumsal hayatımızı kirletmekten çekinmiyorlar.
Ülke futbolunun güven ortamını hep birlikte yok edilmesine göz yumduğumuz için şu anda yaşadıklarımızdan istediğimiz kadar şikâyet edelim, sonuca ulaşabilmemiz bu kafa yapısı ile mümkün olmayacaktır. Çünkü futbolun bütün aktörlerinin sadece kendi taraflarını haklı gördüğü bir anlayıştan yana tavır takındıkları bir yerde doğruları söylemek yeterli olmayacaktır. Artık o kadar tuhaf bir noktaya ulaşmış durumdayız ki her hafta oynanan karşılaşmalar sonrasında her iki takımın taraftarları tarafından sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen "en büyük bizim takımımız" veyahut "en doğru olan biziz" anlayışı hız kesmeden sürüp gidiyor.
Verilen birbirinden komik penaltıların normalleştirilmesinin yolu ise "iyi ama onların maçında verilen neydi" üzerinden gerçekleştiriliyor. Taraftarların bir kısmı haklı oldukları konusunda karşı tarafı ikna edebilecekleri zannıyla görüntüler ile oynamayı hatta kendilerini haklı çıkartacak görüntüleri inşa etmeyi bile olması gereken olarak kodluyorlar.
İşin ilginç kısmı bu takımların yöneticilerinden bazılarının da bu ayak oyunlarını gerçek olarak kabul etmesi ve bunlar üzerinden algı kurulması hususunda adımlar adıyor olmalarıdır. Uzun bir süredir yöneticilerin taraftar kimliğinin baskısı altında ezilmekte olduğu bir dönemden geçiyoruz. Yöneticilerde olması gereken basiret ve sağduyunun yerini taraftar kimliğindeki yaklaşımlar aldıkça, her karşılaşma sonrası ortalığı kaplayan mağduriyet edebiyatı giderek daha fazla ilgi görmeye başlıyor. Çünkü bu yeni yönetici........
© T24
visit website