Nereden geliyor bu değirmenin suyu?
Diğer
27 Ağustos 2025
Hafta sonu bir polisiye roman okudum, daha doğrusu dinledim. Yazarını söylersem reklam olur. Bilen bilir, bilmeyen merak ederse arar bulur. Konu polis teşkilatı, para yıkama operasyonları, suç ve ülkeyi saran lüks. Her köşede son model Ferrariler, Maybachlar, art arda açılan lüks berberler, güzellik salonları, lokantalar ve bunlara paralel olarak artan sıklıkla ülkemizi onurlandıran Michelin yıldızları, bu lokantalarda yemeğe puroyla başlayan “yeni Türkler.” Bunları polisiye bağlamında ele almayacağımı tahmin edersiniz, konum tabii enflasyon.
Kelimenin aslı “to inflate”, yani “şişirmek” fiilinden geliyor. Bir şeyi neyle şişirirsiniz? Hava ile, değil mi? Ülke ekonomisine karşılığı olmayan, arkasında katma değer, üretim, yani havayı emecek mal ve hizmet bulunmayan para sokarsanız ne olur, fiyatlar şişer. Bunu ilk defa görmüyoruz, bugüne çok benzeyen önceki örnek, 1950’li yıllarda NATO altyapı yatırımlarıyla başlayan inşaat furyası sonunda 1958’de karşılaşılan bütçe ve TCMB’nin döviz açığı sonunda girilen kriz ve doların 2.80’den 9.00 TL’ye düştüğü devalüasyon. Bugün de hem altyapı, köprü, tünel inşaatı, hem TOKİ’nin vahşi beton ormanları (jungle) ile ekonomiye “hava” basılıyor, şehirlerin tarihi, doğanın geleceği katlediliyor. Ünlü ihaleler için piyasaya pompalanan milyarların, bu projelerin arkasındaki borçlanmaların yarattığı satın alma gücü nisbi fiyatları alt üst ediyor, ne kadar kültür varsa, onu da yok ediyor.
Bahsettiğim roman bunları bambaşka bir açıdan ele alıyor; ana konusu enflasyon değil, ama oraya götüren hukuksuzluk, yasa tanımazlık. Ürün katma değer değil, uyuşturucu ve kayıt dışı, yasa dışı yaratılan para ve onu “yıkama” operasyonları, bütün bunların arkasındaki yerli ve yabancı güçler. Roman polisiye türü olduğu için elbette içinde de sonunda da ölüm var, gerçek yaşamda ise ölen ahlâk!
Medya her gün yeni bir “ünlü iktisatçımızın” (!) para politikasıyla ilgili gözlem ve önerilerini muştuluyor, acaba deyip, merakla okuyoruz. Ünlü sıfatı da sayın gibi sıradanlaştı. Herkesin ağzına sakız olan TCMB, faiz, para, konkordato veya iflas süreçleri üzerinde durmayacağım. Sadece “iflas” durumunun şirket kurulması kadar doğal ve aslında anonim şirketlerde yatırımcıyı borçlarından kurtaran bir formül olduğuna “değinmekle yetineceğim. Şirket anonim olduğu için sahibi, dolayısıyla borçlardan sorumlu olan da anonimdir. Bu, şirketler hukukunun ilk dönemlerinde İngiltere’de tartışma konusu olmuş bir husustur.
Birçok şirket sahibi önündeki bu “imkânı” kullanmak istemiyor. Utandığı için mi, adı müflise çıkmasın diye mi, bilemem. Yakından tanıdığım bir ünlü iş adamı bu yolu itibar zedeleyici olarak gördüğü için iflasa gitmemekte ısrar etti ve yıllarca uğraştıktan sonra yaşamını yitirdi. Konkordato, sermayedar için daha onurlu bir yol, çünkü bu yolla şirket alacaklılarıyla anlaşmalı bir şekilde borçlarını temizliyor.
Enflasyon sadece TCMB’nin faiz politikası ile ilişkili olarak ele alıyor. Çünkü bu hem siyaseten hem de menkul sermaye, nakit sahiplerinin kısa vadeli varlık yönetimi bağlamında cazip. Hele bu kişilere danışmanlık da yapıyorsanız, her ayın son perşembesi yeni bir heyecan gününe dönüşüyor. Bu Arjantin kadar olmasa da ülkemizde kronik bir durumdur. Arjantin de Milei, biraz da Elon Musk’ı andırırcasına, elinde testereyle kamu harcamalarını kısma odaklı kampanyasından sonra, ABD’den aldığı yardımın da etkisiyle enflasyonu düşürdü, ama bu da geçici. Çünkü bir vakitlerin güçlü Arjantin ekonomisi, üretmeden dağıtmak uygulamasından vaz geçmiyor. Uzun bir Peronizm dönemi, kendine özgü bir sosyal demokrasi anlayışıyla ülkede, kurtulması güç bir alışkanlık aşıladı, Güney Amerika çeşitli siyasal dalgalanmalar yaşarken, ABD’nin de işine geldi bu alışkanlık, onun için her zaman yaptığı gibi, kendisini hoşnut edeni ne oldurdu ne de öldürdü.
Gelmek istediğim ve hep ihmal edilen konu enflasyonun merkezinde yer alan fiyat. Faiz paranın fiyatı, fiyat mal ve hizmetlerin değişiminde belirlenen ve alışverişi belirleyici olan değer. Değer iktisadın temelinde yer alan konu. Klasik........
© T24
