Gıda endüstrisinde iş modelleri
Diğer
13 Aralık 2023
Beslenme en önemli ihtiyacımız ve beslenme endüstrisi teknolojik gelişmeden payını alıyor. En az gelişmiş toplumlarda dahi elektronik, imalat, ulaşım endüstrilerindeki gelişmelerin gıda üretimini ve dağıtımını etkilediğini, kolaylaştırdığını görüyoruz. Balık avcıları eskiden tuttukları balığı tek bir balık haline götürürken ve oradaki fiyata teslim olurken, artık ellerindeki akıllı telefon ve internet sistemi sayesinde değişik hallerdeki fiyat hareketlerini takip edebilmektedir. Bu sadece balık için değil, tüm tarım ürünleri için geçerlidir. Emeklerinin değeri böylece yükselmektedir.
1975 yılında bir gece Demre'de konakladığımızda komisyoncuların sabaha kadar telefonla İstanbul'daki müşterisinden fiyat öğrendiğini dinlemiştik. Bugün bahçesinde üretim yapan meyve sebze üreticisi çeşitli iletişim kanallarını kullanarak hangi ürünü ne zaman, hangi pazar için toplayacağını, kime nasıl bir paketlemeyle göndereceğini öğreniyor. Bu ihraç edilen tarım ürünleri içinde geçerli olan, tipik bir değer zinciri yönetimi örneği.
Yıllardır yaşamakta olduğumuz enflasyon hepimizi en fazla gıda fiyatlarıyla vuruyor. Bunun nedenlerini kimi zaman satıcıların "kâr" hırsında, kimi zaman yakıt fiyatları nedeniyle nakliye giderlerinde, kimi zaman başta gübre ve ilaç olmak üzere girdi fiyatlarında arıyoruz.
Bunlar elbette doğru, ama tedavi için yeterli değil. İklim, kuraklık, sel, don, erken sıcaklar her zaman sığınılan gerekçeler, ama bunlar bütün ülkeler için geçerli. Kök nedenleri sorgulamayanlar, çareyi sektörün kurumsallaşmasında, eskimiş hal düzeni yerine çağdaş pazar mekanizmalarında aramayanlar, polisiye önlemlere başvuranlar, sorunun derinleşmesine neden olmaktadır.
Rahatsızlık sektörün, hâlâ çağın imkan verdiği organizasyon şekline sahip olmamasında, doğru yönetilmemesinde aranmalı. Birleşik kaplar benzetmesine sığınmak, neremiz doğru ki demek yeterli değil. Doğru yaklaşımla ülkenin önemli coğrafi varlıklarını değerlendirmek mümkündür. Doğru yaklaşım, değerin üretimin hangi aşamalarında yaratıldığının, tüketiciye nasıl aktarıldığının incelenmesini içeren ve ülkenin temel kaynağı olan gıda endüstrisinin rekabetçi yetkinliklerle gelişmesini sağlayacak politikaların geliştirilmesiyle inşa edilebilir.
Gıda sektörü üretici ve ürünleri tüketiciyle buluşturan, taşıyıcı, depocu, satıcı açısından gelir kaynağı, tüketici açısından yaşamın hava ile birlikte olmazsa olmazı. Üretim, elleçleme-depolama, işleme-depolama, ve dağıtım gıda değer zincirini oluşturuyor.
Bu zincirin yönetiminde, tarladan dünyanın herhangi bir noktasındaki müşteri perakende zincirinin rafına kadar tedarik sürecini "barcode" larla QR (quick response) sistemi üzerinden izleyen "seamless-dikişsiz-kesintisiz" bir sistemden yararlanmak mümkündür. Bu sistem üzerinde ürün ve paketleme bilgileri işlendiğinde ürün kalitesi her an kontrol edilebilir, bu da marka değerini ve fiyatlama gücünü yükseltir.
İzlenebilirlik özellikle işlenmiş gıdalarda güvenilirliği arttırırken, yeni iş modellerinin, buluşların önünü açar. Böylece yaratılan gıda ekosisteminde özellikle günümüzde ısrarla aranan "organik" ürünlerin doğru tanımlamasıdır. Bugün tedarikçinin ürünü organik üreticiden aldığı iddiasıyla karşılaşıyoruz ve dünyanın birçok yerinde bu temelsiz olabilmektedir. Oysa organik olmak önemli kalite standardıdır. Burada ölçülebilirlik önemlidir; ancak bu sayede, yani kalitedeki eksiklik sorununun neden kaynaklandığı belirlenebilirse, onun giderilmesi mümkün olur. Biraz önce değindiğimiz "barcode" sistemleri bu iddiaların gerçekliğinin kolay ispatlanma yoludur.
Değer zincirinin uzunluğu gıda sektöründe farklı bir özellik taşır. İşlenmemiş gıda alanında tarladan, bahçeden sofraya uzanan sürece, iş modelleriyle yeni gıda türleri eklenmektedir. Bu ise değer zincirinin uzamasına, yeni ürün çeşitlerinin yaratılmasına yol açmaktadır. Ürünün tüketiciye ulaşmadan önce kaç kez el değiştirdiğine, bağlı olan değer zincirinin uzunluğu........
© T24
visit website