Ölüm çukuru!..
Eylül ayı başlarında bir sabah, Karamanlı değerli yazar kardeşim Hasan Baran ağlayarak beni aradı. Üzüntüsünün nedenini sorduğumda “Uğur Abi, benim ‘Tel Kadın’ romanımda anlattığım Karadağ’daki yılkı atları, aylardır süren cehennem sıcağında susuzluktan kırılıyormuş. Doğan taylar susuzluktan inleye inleye ölüyorlarmış. Ben de bu gerçeği dün akşam, Karamanlı yerel gazeteci Ahmet Tek’in haberinden öğrendim. Gece üzüntüden sabaha kadar uyuyamadım. Gözümü kapattığımda yabani atların, yeni doğan taylarının susuzluktan inleye inleye can çekişlerini yüreğimde hissettim. Sabahı zor ettim ve hemen seni aradım” dedi ve Ahmet Tek’in haberini iletti.
Kalbime oturan bu trajik durumu 4 Eylül Çarşamba günkü yazımda kamuoyu ile paylaştım.
★★★
Karadağ’daki yılkı atı topluluğunun zalim kişilerce su kaynaklarının kesilmesi nedeniyle kavurucu sıcaklarda telef olduklarını, yeni doğan tayların bile susuzluktan kıvranarak öldüklerini ortaya koyan yazımız üzerine, Karaman Valisi Hüseyin Engin Sarıibrahim duyarlı yaklaşım göstererek, yılkı atlarının suya kavuşmaları için İl Özel İdaresi ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü’ne emir veriyor. Vali’nin “Su sorununu çözmeden dağdan inmeyin” talimatı üzerine bozuk yollar greyderlerle açılıyor ve tankerlerle götürülen sular, bakım-onarımı yapılan sarnıçlar ve yalaklara dolduruluyor.
Vali Sarıibrahim, doğada yabanileşen atlara tankerlerle su taşıma işleminin yağışların başlayacağı Kasım ayına kadar devam etmesini istiyor.
Bu gelişmelere ve valinin duyarlı........
© Sözcü
visit website