Wabi-Sabi: Kusurlarda Saklı Güzellik
Kimileri az eşya sever, minimalisttir. Bir koltuk bir sehpa yeter.
Ben böyle evlere gittiğim zaman ne kendimi ne de orada yaşayanları mekâna aitmiş gibi hissetmiyorum. Bana göre ev dediğin tablolarla, biblolarla süslenmiş olmalı. Halılarla giydirilmiş olmalı. Baktığın zaman yaşanmışlığı hissetmeli, oradaki hayatın kokusunu içine çekebilmelisin.
Antika eşyalara bayılırım. Anneannemden, teyzemden kalanları, içinde sakladıkları anıları, yaşanmışlıkları ve kendilerine ait ruhlarıyla saklamak belki de aidiyet hissi yaratıyor bende.
Bazılarına çok kalabalık ve yorucu gelebilir ama sevdiğim eşyaları bir arada görmek benim ruhuma iyi geliyor.
İşte bu çok sevdiğim, özenle seçtiğim ve sakladığım nesneler kırıldığında çok üzülüyorum. Hemen atamıyorum onları. Sanki biraz saklarsam bir yolu bulunurmuş, düzeltebilirmişim gibi saklıyorum. İlk etapta ayrılmayı kabullenemiyorum.
Bazı arkadaşlarım kırık şeylerin iyi enerji vermediğini ve hemen onlardan kurtulmam gerektiğini söylüyorlar. Bugüne kadar istemeden de olsa kırılmış, çatlamış birçok şeyi attım.
★★★
Oysa geçen gün okuduğum bir makalede aradığım şeyi buldum: Kintsugi.
Kintsugi, çömlek, vazo ve bardak gibi........
© Sözcü
visit website