menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Her Gün Biraz, Bir Gün Çok Eder!”

14 0
friday

Hem içeriği hazırlayan hem de yorumlar, esnafın düzeninden bahsediyordu. Gerçekten her şey alfabetik bir kütüphane gibi bölümlere ayrılmış, dükkanın içi rengarenk… Her renk kendi lisanını konuşuyor gibiydi. 70 yaşındaki emektar çınar: “Ben renksiz ürün almam. Dışı renkli olmalı. Mat renkler beni karamsar yapıyor.” diyor. Vizyon ve yenilik; lokasyon, kültür ya da yaş seçmiyor. Ardahan’da bile hayat buluyor.

Vehbi Koç’a soruyorlar: “Sen bu parayı, çok parayı nasıl buldun?” Cevabı başka bir yerden veriyor: “Sen ‘çok parayı nereden buldum’ diye sorma, asıl ‘ilk parayı nereden buldun’ diye sor. O daha önemli.” Belli ki o söz, onun anlatıcılığında muhatabıyla arasındaki elçi olmuş. Bir aile şirketi, zor bir hayat… Abisinin yıllara meydan okuyan parçaları birleştirerek oluşturduğu makinayla kurulan bir iş. O makina hâlâ fabrikasında, en anlamlı yerde misafirleri selamlıyor.

Biliyorum bazıları sıfırdan gelmelere inanmıyor. Onlara göre öyle bir şey olamaz. “Her gün biraz, bir gün çok eder” sözü, kulağa güzel gelen ama içi boş bir teselli gibi. Yine biliyorum, inanmayışlarına sosyal medyada lüks hayatlar içinde olan ve bitmeyen değirmen suyundan kana kana içenler, her gün bir çimento atıyor. Ama biz, suyun;........

© Sonsöz