Hamas terör örgütü mü?
Her sorunun en az iki yönü vardır. Hiçbir şey tamamen siyah veya tamamen beyaz değildir. Ne yazık ki ülkemizde olayları ve sorunları kategorik bir şekilde sınıflandırma merakı oldum olası çok yaygındır. Çoğumuza göre bir taraf tamamen haklı, diğer taraf da tamamen haksızdır. Genelde de yakınlık duyduğumuz taraf haklı, karşısındaki haksızdır gözümüzde. Gazze savaşında bunu gayet çarpıcı bir şekilde görüyoruz.
Hamas’ın 7 Ekim 2023 tarihinde 1200 İsrailliyi öldürmesi ve bir kısmı yaşlı, kadın ve çocuk 230 kadarını kaçırmasıyla başlayan Gazze savaşı bütün dünyada ve ülkemizde dikkatleri bu örgüt üzerine çekti. Kimisine göre Hamas İŞİD, El-Kaide gibi İslamcı bir terör örgütü, kimisine göre ise de ulusal kurtuluş hareketeydi. Ülkemiz de bu bölünmeye sahne oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan Hamas’ı Kuvayı Milliye’ye benzetmeye kadar gitmiş, bu benzetme de haliyle Atatürkçü kesimleri rahatsız etmiştir. Gerçi Yıldıray Oğur bu sütunlarda bu benzerliğe dayanak teşkil eden bazı tarihi olaylara dikkat çekti. Yani benzetme tamamen yersiz sayılamaz. Diğer taraftan da Ekrem İmamoğlu ve kısmen de olsa Özgür Özel dışında ülkemizde Hamas’ı doğrudan doğruya terör örgütü olarak tanımlama veya terör eylemleri yapmakla suçlama cesaretini gösteren başka siyasetçiye pek rastlamadım.
Peki Hamas nedir sorusuna cevap aramaya ve bu arayışı mümkün olduğu kadar serinkanlı yapmaya çalışacağım. Ne yazık ki serinkanlılık ve olaylara tarafsız ve mesafeli bir şekilde bakmak bizim hasletlerimiz arasında değil. Dolayısıyla okuyucularımın bir kısmı bu yazıda ifade edeceğim görüşlere muhakkak ki katılmayacaklardır. Belki de sosyal medyada sık sık rastlandığı şekilde hakaret etmeye kadar gideceklerdir.
Hamas aslında demokratik bir örgüt olarak Filistin Kurtuluş Örgütünün başlıca gücünü teşkil eden Fetih’e karşı 1987 yılında kuruldu. Amaç Fetih’in yolsuzlukları, becerisizlikleri ve İsrail’e karşı direnmedeki başarısızlığına karşı radikal bir alternatif kurmaktı. Hamas’ın bir özelliği de laik ve seküler Fetih’e karşı İslamcı bir hüviyete sahip olmasıydı. Fetih’e alternatif yaratma amacında da başarılı olduğu söylenebilir. 2006 yılında Filistin Parlamentosu seçimlerini temiz yönetim ve askeri direniş platformu üzerinden kazanmış, 2007 yılında Gazze şeridi yönetimini Fetih’ten almıştır. O tarihten bu yana Filistin topraklarında seçim yapılmamıştır.
Hamas’ın Müslüman Kardeşlerin yan kuruluşu olması başta Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere bu örgütü kendi rejimleri için bir tehdit olarak gören bir çok Arap ülkesinin Hamas’a karşı tutum almasına yol açmıştır. Ayrıca 1988 tarihli kuruluş yasasında İsrail devletinin ortadan kaldırılması ve yerine İsrail, Batı Şeria ve Gazze’yi kapsayacak tek bir Filistin devletinin kurulmasını savunmuştur. Haliyle bu hedefin gerçekleşmesinin imkânsız olması sadece İsrail’de güçlenmekte olan iki devletli çözüm karşıtlarının ekmeğine yağ sürmüştür. Hatta Hamas’ın İsrail “derin devleti” tarafından kurulduğunu iddia etmeye kadar gideceklerin sayısı da az değil.
Hamas’ın hedeflerine ulaşmak için müzakere masasına oturması tabii ki bu şartlarda mümkün değildi. Zaten örgütü yönetenlerin de öyle bir iddiası olduğunu söylemek de olası değil. Başından itibaren Hamas hedeflerine tedhiş yoluyla ulaşabileceğini düşünmüş, adam kaçırmalar, intihar saldırıları, canlı bombalar onun tercih ettiği yollar olmuştur. Ayrıca yönettiği Gazze topraklarından aralıklı olarak İsrail topraklarına füze saldırılarında bulunmuştur. Bunun neticesinde ABD, Birleşik Krallık ve AB başta olmak üzere Batı ülkeleri veya ona yakın başka ülkelerce terör örgütü olarak tanımlanmıştır.
Hamas’ın hedeflerinin sadece askeri değil, herhangi bir yaş ve cinsiyet ayırımı yapmadan sivillere de saldırmış olması başlıca özelliklerinden biridir. Hamas’ı terör örgütü olarak tarif edenlerin dayanağı da zaten budur. Hamas’ın saldırıları bir fasit daire........
© Serbestiyet
visit website