menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

AB ile yeni başlangıç mümkün mü?

7 5
25.03.2024

Geçtiğimiz hafta özel bir ziyaret için birkaç günlüğüne Brüksel’deydim. Tesadüfen AB zirvesine rastladım. Neredeyse her ay 27 üye ülkenin Devlet ve Hükümet Başkanları orada toplanır ancak şehir bu kalabalıklardan etkilenmez. Avrupa’nın en büyük ve zengin devletlerinin liderleri en fazla 3-4 arabalık konvoylarla hareket ederler, zirvenin toplandığı ancak Konsey binasının altındaki metro istasyonunun iki gün boyunca trafiğe kapanmasından anlaşılır. Civardaki iş yerlerinde çalışanlar elektronik kartlarla kapalı bölgeye girip çıkarlar, şehrin diğer mahalleleri zirveden en ufak şekilde etkilenmez.

21-22 Mart tarihli zirvenin ağırlık noktasını Ukrayna ile Gazze savaşı teşkil etti. Her iki konuda da AB ülkelerinin ortak bir tutum benimsemekte karşılaştıkları güçlükler malum. Hepsi ortak bildirilerde Rusya’nın ülkeye saldırısını her fırsatta eleştirmekle beraber, Macaristan ve bir ölçüde Slovakya Rusya’ya daha sıcak bakmaktalar. Hatta Macaristan kendine mahsus sebeplerden dolayı Ukrayna’ya yapılacak AB yardımlarını frenlemeye kalktı. Diğer bir sorun Almanya’nın Rusya’nın içlerindeki hedefleri vurmasına imkan verecek gelişmiş silahları Ukrayna’ya vermekteki isteksizliğinin bu ülkenin savunma gücünü azaltmasıdır. Dış görünüşe bakılırsa son zirvede bu sıkıntıların en azından bir kısmı aşılmış, Ukrayna’ya destek yinelenmiş, Rusya’ya yeni yaptırım paketi memnuniyetle karşılanmıştır. Karadeniz’deki durum ve Ukrayna’nın ticaret kanallarının geliştirilmesinden bahsedilirken ülkemizin adının geçmemesi en azından benim dikkatimi çekti.

Diğer önemli konu tabii Gazze savaşı olmuştur. Bu konuda da AB ülkeleri arasında çok ciddi görüş farklılıkları vardır. İspanya ve Belçika Filistin’lilerin davasına destek verirken, Almanya öbür uçtadır. Ancak bu konuda AB. İki taraf arasında denge muhafaza etmeye çalışmaktadır. Bir taraftan Hamas’ı terör faaliyetlerinden dolayı ağır bir dille eleştirirken, diğer taraftan da İsrail’e Rafah bölgesinde yeni bir saldırıda bulunmaması için uyarıda bulunmakta, mevcut İsrail hükümetinin karşı çıktığı iki devletli çözümü desteklediğini yeniden dile getirmektedir. Ancak AB ülkelerinin asgari müştereklerin ötesine geçemediği bir ortamda bölgede etkin bir rol oynamasına pek imkan yoktur. Nitekim, Orta Doğu’da tek etkin dış gücün ABD olduğu yönündeki bilinen gerçek Gazze savaşıyla yeniden teyit edilmiştir.

Zirve genişleme konusunda da bazı kararlar almıştır. En önemlisi Bosna-Hersek’le katılma müzakerelerine başlanması yönünde olanıdır. Bosna-Hersek’in normal bir devlet unsurlarına ne ölçüde sahip olduğu tartışılabilirken kendisiyle katılma müzakerelerine başlanması kararı somuttan ziyade semboliktir. Ancak bu suretle tüm Balkan ülkeleri ya zaten AB üyesi, ya da tam üyelik yolunun çeşitli aşamalarına ulaşmış durumda. Brüksel’de Büyükelçi olarak görev yaptığım sıralarda Konsey Genel Sekreteri olan deneyimli Fransız diplomat de Boissieu bana 32-33........

© Serbestiyet


Get it on Google Play