Özgür Özel, Memurlar ve Emekliler
Özgür Özel’in 2 Mayıs’ta Erdoğan’la yapması beklenen görüşme ve masaya getireceği olası maddeler ülkenin gündeminde. Özel, yerel seçimlerdeki başarısı sonrasında, bir rüzgar yakaladı ve heyecan yarattı. Uzlaşmacı ve alçakgönüllü yaklaşımları, ırkçılıktan uzak oluşu, insancıl oluşu beğenildi. Batı dünyası, CHP’nin iktidar alternatifi konumuna gelmesinden, umutlanmış görünüyor. Avrupa Birliği ile ilişkileri yeniden canlandırma kararlılığı, CHP’ye prim yazabilir. Özel, Erdoğan’ın karşısına, dersine ondan daha iyi çalışmış, daha akılcı, daha yenilikçi bir görüntüyle oturursa, görüşme sonrasında daha da büyük bir rüzgar yakalayabilir mi? Öte yandan, 1 Mayıs’taki tablo nedeniyle, bu görüşmenin doğru olmadığını, iptal edilmesinin gerektiğini savunan muhalifler var. Bu da başka bir tartışma.
Görüşme gerçekleşir veya gerçekleşmez… Özgür Özel’in “el uzatan“ yaklaşımı, diyaloğa açıklığı, “egolu davranmıyor” oluşu… Bunların hepsi güzel olsa da medyaya başlarda yansıyan muhtemel görüşme maddelerine bakınca, bir tereddüte de düşmek mümkün. Elbette bu tahmini maddeler de günden güne değişiyor, belki başka şeyler daha çok gündeme gelecek ama ben burada kendi açımdan ilgi çekici bulduğum “olası maddeler”i ele alacağım. Özgür Özel’in 1 Mayıs’ta Taksim’e neden yürümediği gibi konular tartışıladursun ben şu an başka bir “düzlem“i tartışmayı deneyeceğim.
Maddeler:
1)En düşük emekli maaşının, asgari ücret seviyesine çıkartılması: Bu çok gerçekçi bir madde gibi durmuyor. Ki emekli maaşlarının erime nedenlerinden biri, CHP’nin ısrarla desteklemiş olduğu EYT‘dir. Ki zaten Özgür Özel de EYT konusunun destekçilerindendi. Şu an EYT’nin iptal edilmesinin daha iyi olacağını, diğer emeklilerin maaşlarının ancak EYT’nin iptaliyle yükselebileceğini düşünen çok kişi var.
Biraz hesap yapalım: En düşük emekli maaşının asgari ücretle eşitlenmesi durumunda, bunun hazineye yıllık 10 milyar dolar civarında bir yük yüklemesi beklenebilir. Ki EYT’den emekli olanların da yaklaşık yılda 15 milyar dolar civarı bir maliyetinden söz edilebilir. İkisini topladığımızda, ortaya, yılda 25 milyar dolarlık bir fatura çıkıyor. AK Parti’nin oyları, gerçekçi olmayan faiz politikalarından ötürü düşüşe geçmişti. CHP’nin oylarının da bir süre sonra EYT, “maaş eşitleme” ve atama gibi gerçekçi bulunmayan taleplerinden ötürü düşüşe geçmesi imkansız değil.
2)68.000 öğretmen ataması: “68.000 öğretmen atanmalı” söylemi, ekonomik gerçekçilik açısından, belki Erdoğan’ın 2021 yılındaki “bu faizler düşecek!” söylemi kadar olmasa da popülist duran, gerçekçilikten uzak duran bir söylem. Onu hiç anımsatmadığı da söylenemez. Oysa ki Özgür Özel’in “2021 Tayyip Erdoğan‘ı”na dönüşmeye ihtiyacı yok. Daha gerçekçi söylemlerle yol alması büyük ihtimalle daha yararlı olur.
Evet Türkiye’de öğretmen eksikliği var, sınıflar kısmen kalabalık, eğitimde pek çok şeyin değişmesi şart. Özgür Özel ve CHP, çözüm yolu olarak, “68.000 kadrolu memur atanması” gibi devleti şişmanlatan, memurperest,........
© Serbestiyet
visit website