menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Teşhisi doğru yapalım

32 1
29.06.2024

Türkiye toplumunda, özellikle de gençler arasında, dinden uzaklaşma, hatta dine karşı mesafelenme gibi bir olgunun varlığı aşikâr. Bir açıdan, tarih tekerrür ediyor. Geçmişte, Sultan Abdülhamid döneminde de benzer bir durum yaşanmıştı. Sözümona ‘ittihad-i İslâm’ siyasetini güden ‘dindar’ bir siyasetçinin elinde dinin istibdadı meşrulaştırma aygıtına dönüştürüldüğü bir zeminde, istibdada yönelik tepkiden din de nasibini alınca, Osmanlının yeni kuşakları içerisinde dine lâkayd, hatta açıkça din karşıtı eğilimler hatırı sayılır bir taraftar toplamıştı. Nitekim, Murtaza Korlaelçi’nin pozitivizmin Osmanlıya girişine dair kitabında, o tarihlerde İstanbul’u ziyaret eden bir Batılının vülger materyalizmin kaba örnekleri niteliğindeki üçüncü sınıf kitapların Mekteb-i Tıbbiye öğrencileri arasında nasıl birer kutsal kitap muamelesi gördüğüne dair müşahedelerine de yer verilir.

Siyasî istibdadın dini kendisi için kullandığı bir zeminde dine karşıtlık geliştiren bu kuşakların bir kısım mensupları, daha sonra yeni Cumhuriyetin kurucuları haline gelmiş ve bu defa din karşıtı bir otoriter siyasî anlayışı uygulamaya koymuşlardır. Diyebiliriz ki, bu din karşıtı politikalardan dinin gördüğü zarar, dinin siyasete âlet edildiği dönemden daha fazla değildi. Bilakis, siyasetin din karşıtlığı güttüğü o günlerin üzerinden yüz sene geçmesine karşılık, hem siyasal hem sosyal zeminde bazı akımların ve oluşumların o günlerde din aleyhine yapılanların bıraktığı izler üzerinden varlığını ve diriliğini koruduğunu söylemek mümkün.

Öyle ya da böyle, tarihsel tecrübenin bize gösterdiği yalın gerçek şu: Siyasetin elinde araçsallaşmak, dine asla yaramıyor. İster yüzyirmi yıl öncesi olsun ister bugün, ister Türkiye’de olsun ister İran, Mısır veya Pakistan’da, din siyasetler üstü olmaktan çıkıp belli bir siyasetin elinde bir araca dönüştüğünde, olan dine oluyor. Siyasete yönelik muhalefet ve hatta öfke, kendisini en ziyade dinden uzaklaşma, hatta ona karşıtlık suretinde dışa vuruyor.

Kendi namıma, bugünün Türkiye’sinde dinden uzak durma ve hatta dine karşı hizalanma türünden olguların varlığını bu zaviyeden okuyorum. Bu zeminde, kendisinin yaşadığı dinden uzaklaşma sürecini ve geldiği noktadaki din karşıtlığını derin bir varoluşsal çabanın dışavurumu olarak takdime çalışanlar yok........

© Serbestiyet


Get it on Google Play