93 yıllık Büyükadalı Viktor Albukrek’in harikalar diyarı
Sergi doksanüç yıldır Büyükadalı olan Viktor beyin bugüne kadar biriktirdiği endüstriyel objelerden oluşuyor. Sergide şimdilik beşyüz kadar eşya yer alıyor. Bundan daha fazlasının da sergilenmeyi beklediğini söylüyor, Viktor bey. Ancak bu eşyalar ayrıca bir gün bir müzede sergilenmek ya da birilerine gösterilmek üzere saklanmamışlar. Viktor bey onları yalnızca kendisi için saklamış.
Sergiyi görenlerin -bu akıl almaz koleksiyonun karşısında- benim gibi dilinin tutulması muhtemeldir.
Bu koleksiyondaki eşyalar yalnızca bir koleksiyon oluşturmak için satın alınıp, saklanmamışlar, Viktor bey ve ailesinin yaşamında yer almışlar. Buna karşılık sanki ilk günlerindeki gibi pırıl pırıl tutulmuşlar, özenle korunmuşlar.
Viktor bey kullandığı her türlü eşyayı “bunun yeni modeli çıktı, bunun artık modası geçti, bu da artık çok eskidi” falan deyip hurdaya atmamış. Onları ilk günkü hallerindeki gibi özenle kullanmış, bakımlı tutmuş ve saklamış. Fotoğraf makineleri, çamaşır makineleri, elektrik süpürgeleri, traş makineleri, bilgisayarlar, daktilolar mı, ne isterseniz… Şöyle bir düşünün Arçelik buzdolabının ithal ilk modeli. Çoluk çocuk yaşanan hangi evde bir buzdolabı böyle ilk günkü gibi kalabilir? Ya da çamaşır makinelerinin ilk örnekleri. Dünyadaki ilk otomatik makinenin en iyi örneklerinden biri -yenisi gibi- hala çalışır vaziyette…
Eğer satın aldığınız eşyaları Viktor bey gibi yapıp, siz de hayatınız boyunca saklıyorsanız, yani atmayıp, onlarla birlikte yaşıyorsanız önce ne gerekli diye düşünüyorsunuz. Bu binlerce eşyanın saknabilecekleri bir mekan olmalı diye düşünüyorsunuz. Hiç kolay değil, doksan üç yıllık hayatınız boyunca kullandığınız eşyalarla birlikte yaşamak.
Eşyalarla birlikte yaşamak da büyük bir sorun yaratmış olmalı. Bu eşyalar kimsenin göremeyeceği bir depoya falan kaldırılmamışlar. “Bu kadar ayrıntılı tarihleri, anıları ve hatta yedek parçaları dahi olan binlerce eşyayı bir insanın zihni alabilir mi” sorusunu da sorabilirsiniz elbette. Muzip bir gülüşle Viktor bey saklamaya çalıştığı eşyaları annesinin atmaya çalıştığını ama kendisinin atıyormuş gibi yapıp, kimsenin bulamayacağı yerlere sakladığını söylüyor. Biriktirme merakının böylece çocukluğundan başladığını anlıyoruz.
Serginin tanıtım metninde şöyle deniyor:
“Viktor Albukrek belki de Adalar’ın yaşayan en eski müzecisi.
Balat’taki bir eskici dükkanının girişinde bir tabela görüyor Viktor Bey. Tabeladaki “Eski değil, hikayesi olan güzeldir” yazısından çok etkileniyor, fotoğrafını da çekiyor hatta. Viktor Albukrek’in bu sergiye ilham veren “Bir Zamanlar Büyükada” kitabında olduğu gibi eşya anlatıyı, anlatı ise eşyayı besliyor, biçimlendiriyor zaman içinde.
1931 Mayıs’ında, iki aylıkken Büyükada’ya gelen Viktor Albukrek’in yıllar içinde büyük emeklerle oluşturduğu koleksiyon, kişisel ve kültürel önem katmanları taşıyan çeşitli........
© Serbestiyet
visit website