İtlerinki can da virüslerinki patlıcan mı Fahrettin Bey?
Yine aklıma bir Nasreddin Hoca fıkrası geldi kârilerim. Hikâye bu ya, Hoca, ziyafete davet edilmiş günlerden birgün. Nasıl denk gelmişse gelmiş, karşısına pek iştahlı bir âdemoğlu oturmuş. Üstelik, onunkisi kepçe, Hoca'nınki tatlıkaşığı kadar birşey. Elbette adam yedikçe yiyormuş. Hoca ise gıdım gıdım yetişmeye çalışıyormuş. Bir de herif her kaşıktan sonra demesin mi: "Öldüüüm! Yandııım! Bittiiim!" Nârâlar savurarak yiyor yemeğini. Ne başta besmele ne sonda elhamdülillah. Cık, cık, cık. Hoca en son dayananamış. Çekmiş almış elinden kepçemsiyi. Demiş:
"Yeter be kardeşim, bırak, biraz da biz ölek!"
Gözümün nuru Bediüzzaman bir yerde diyor ki: "Lisan-ı siyasette lâfz mânânın zıddıdır." Yani siyasetçilerin ne dediğiyle ne demek istediği pek birbirine yaklaşık şeyler değildir. Yahut da bazen, Demirel misali, bir dolu şey söylerler de hiçbirşey söylemiş olmazlar. Veyahut da söyledikleriyle yaptıkları birbirini tutmaz. Hepsi siyasette geçerlidir. Günümüzde de, kimi siyasetçilerin yaptığı açıklamalarda, insan bu sırra bir parça yaklaşıyor gibi oluyor.
Mesela: Fahrettin Koca Bey'in dün yaptığı açıklamayı ele alalım. Doğrusu o açıklamaya pek alındım. Elbette ölüm-kalım işlerinde........
© Risale Haber
visit website