Ramazân Okumaları-9: İlâhî Düzenin Kuantum Yansımaları Gözlemci Olarak İnsânın Rolü
FELSEFE BİLİMİNİN ALT DALLARI EŞLİĞİNDE RAMAZÂN RİSÂLESİNİN BİRİNCİ NÜKTESİNDEKİ HİKMETLERİ ANLAMAYA DEVÂM
İLÂHÎ DÜZENİN KUANTUM YANSIMALARI: GÖZLEMCİ OLARAK İNSÂNIN ROLÜ
KUANTUM BİLİNCİ (Quantum Consciousness)
“Gözlemcinin Rolü” kavramı, kuantum mekaniğinde ve Bedîüzzamân Hazretlerinin "Cenâb-ı Hak zemin yüzünü bir sofra-i nîmet sûretinde halkettiği" ifâdesiyle, benzersiz bir şekilde kesişir. Bu bağlamda, gözlemcinin rolünü daha derînlemesine ele almak, kuantum dünyâsı ile mânevî düşüncenin birleşiminde zengin bir perspektif sunar.
Kuantum mekaniksinin[1] temel prensiplerinden biri, gözlemcinin varlığının, gözlemlediği sistem üzerinde temel bir etki meydana getirdiğidir. Yâni, bir kuantum sistemi üzerinde yapılan ölçüm, sistemin durumunu etkiler ve belirli bir sonucun gerçekleşmesine neden olur. Bu, gözlemcinin evrensel düzen içindeki aktif ve belirleyici bir rol oynadığını vurgular. Bedîüzzamân'ın yeryüzünü "sofra-i nîmet" olarak tanımlamasıyla paralel olarak, bu kavram, insânoğlunun yaratılış sofrasında sâdece pasif bir alıcı olmadığını, aynı zamânda gözlemci olarak etkin bir katılımcı olduğunu öne sürer.
Bedîüzzamân'ın ifâdesi, Cenâb-ı Hak'ın yeryüzünü bir nîmet sofrası olarak sunuşunu, insânoğlunun bu sofradaki rolünün sâdece nîmetlerden faydalanmak olmadığını, aynı zamânda bu nîmetlerin kıymetini anlamak, şükretmek ve onları doğru kullanmakla yükümlü olduğunu belirtir. Gözlemcinin rolü, bu bağlamda, kuantum bilinciyle örtüşen bir mânevî boyut kazanır: İnsânın varoluşsal farkındalığı ve tercîhleri, kâinâtla olan ilişkisini ve içinde bulunduğu mânevî düzeyi şekillendirir.
Bu perspektiften, gözlemcinin rolü, evrensel bir harmoni içinde hem kuantum düzeyinde hem de mânevî düzeyde, bilinçli bir katılımcı olmayı gerektirir. İnsânın bu sofradan nasıl faydalandığı, yâlnızca fiziksel ihtiyâçların karşılanması değil, aynı zamânda bu nîmetlerin kaynağına duyulan minnettârlığın bir ifâdesi ve kozmik bir düzenin bilinçli bir parçası olma sorumluluğudur.
Bedîüzzamân Hazretlerinin vurgusu, kuantum bilincinin araştırdığı gözlemcinin rolünün sâdece maddî kâinâtta değil, aynı zamânda mânevî kâinâtta da kritik öneme sâhip olduğunu gösterir. Bu, insânın yaratılışın bir parçası olarak sâdece maddî dünyâyı değil, aynı zamânda kendi iç dünyâsını ve mânevî bağlarını da gözlemlemesi ve şekillendirmesi gerektiğini öne sürer. Gözlemci olarak insân, kâinâtla olan ilişkisinde aktif bir katılımcıdır ve bu katılım, sâdece kendi kaderini değil, aynı zamânda........© Risale Haber
visit website