Ramazân Okumaları-4
"BİRİNCİ NÜKTE: Ramazân-ı Şerîfteki savm, İslâmiyetin erkân-ı hamsesinin birincilerindendir. Hem şeâîr-i İslâmiyenin â'zamlarındandır."
Mektûbât 398 : Yirmi Dokuzuncu Mektûb/İkinci Risâle Olan İkinci Kısım
(Ramazân Risâlesi’nden)
Bedîüzzamân Hazretlerinin Ramazân Risalesi'nde zikredilen "Birinci Nükte"nin başındaki bu ifâdenin muhtevâsı, orucun İslâm'ın temel yapı taşlarından biri olarak tanımlanmasını içerir. Bu tanım, orucu sıradan bir ibâdet pratiğinin ötesinde, İslâm medeniyetinin temel direklerinden biri olarak konumlandırır ve derînlemesine bir kavrayış sunar. Bu ifâde, orucun sâdece bireysel bir arınma ve disiplin süreci olmakla kalmayıp, aynı zamânda kolektif bir İslâmi kimlik ve âidiyet duygusunun pekişmesinde kritik bir rol oynadığını vurgular.
Orucun "İslâmiyetin erkân-ı hamsesinin birincilerindendir" ifâdesi, beş temel İslâmi şiâr (Şehâdet, Namâz, Zekât, Oruç, Hac) arasında orucun özel bir öneme sâhip olduğunu belirtir. Bu, orucun yalnızca fiziksel ve rûhsal bir temizlenme aracı olmadığını, aynı zamânda müminlerin Allâh'a olan bağlılıklarını derînleştiren ve teyit eden bir amel olduğunu gösterir. Oruç, bireyi öz disiplin ve öz kontrol pratikleri aracılığıyla mânevî bir yükselişe taşır; aynı zamanda toplumsal dayanışma ve eşitliğin güçlendirilmesinde de önemli bir araç hâline gelir.
"Hem şeâîr-i İslâmiyenin â'zamlarındandır" cümlesi, orucun İslâm'ın sembolik ritüelleri ve ibâdetleri içinde özel bir yere sâhip olduğunu işâret eder. Orucun "şeâîr-i İslâmiyenin â'zamlarından" olması, İslâm'ın sembolik pratiklerindeki önemine işâret eder. Bu, orucun sâdece bireysel bir ibâdet olmanın ötesinde, İslâmî kimliğin ve topluluğun dışa vurumunun bir parçası olduğunu vurgular. Oruç, bu şekilde, İslâm'ın hem içsel hem de dışsal yönlerini birleştirir; müminlerin hem kendi iç dünyâlarında hem de sosyal çevrelerinde dinî kimliklerini ve âidiyetlerini güçlü bir şekilde ifâde etmelerine imkân tanır.
Burada şeâîr, İslâm'ın dışa vurumunu, müminlerin inânçlarını açıkça sergiledikleri ve bu semboller aracılığıyla dinî kimliklerini pekiştirdikleri ibâdet ve ritüelleri kapsar. Oruç, bu bağlamda, sâdece Allâh'a ibâdet etmekle kalmayıp, aynı zamânda İslâm'ın görünür bir işâreti olarak toplum içinde dinî âidiyeti ve bağlılığı da ifâde........
© Risale Haber
visit website