Ramazân Okumaları-14: Gözlemci Olarak Mümin Ramazân'da Kuantum Bilimiyle Mânevîyâtın Buluşması
FELSEFE BİLİMİNİN ALT DALLARI EŞLİĞİNDE RAMAZÂN RİSÂLESİNİN BİRİNCİ NÜKTESİNDEKİ HİKMETLERİ ANLAMAYA DEVÂM
GÖZLEMCİ OLARAK MÜMİN: RAMAZÂN'DA KUANTUM BİLİMİYLE MÂNEVÎYÂTIN BULUŞMASI
Kuantum mekaniğinde, bir parçacığın durumunun gözlem yapılmadan belirsiz olduğu ve gözlemle birlikte belirli bir hâle geldiği düşünülür. Ramazân-ı Şerîf’te, müminlerin ibâdeti, bu gözlemci etkisine benzer bir şekilde, kişisel ve kolektif bilincin dönüşümünü tetikler. İbâdet ve duâ, bireyin mânevî durumunu “gözlemler” ve bu gözlemle birlikte, kişinin mânevî dünyâsı daha belirgin ve odaklanmış bir hâle gelir. Bu süreç, kişisel gelişimde ve kolektif mânevîyâtta derîn bir dönüşüm meydâna getirir.
“Gözlemcinin Rolü” konseptini, kuantum mekaniğindeki önemli bir ilke olan gözlemcinin etkisi ve Ramazân-ı Şerîf'teki ibâdetler arasındaki paralellikleri somut örneklerle daha da derînleştirerek ele alalım.
Kuantum mekaniğinde, bir parçacığın özellikleri (örneğin, konumu ve hızı) kesîn olarak belirlenmeden önce belirsizliğe sâhiptir. Bir gözlemci bu parçacığı ölçtüğünde, parçacığın durumu âniden belirginleşir ve ölçüm sonucu elde edilir. Bu durum, gözlemcinin kâinâtın fiziksel gerçekliğini şekillendirmede aktif bir rol........
© Risale Haber
visit website