menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Gözlerin Gözlerimle Buluşunca Ağlardım

16 0
23.12.2023

İnebolu’da Bir Çelebi Ruh: Ahmed Nazif Çelebi (1891-1964)

Her şehrin bir gönül hünkârı ve hanedanı vardır. Şehirler bunlarla anılır. Gönül sultanı Bediüzzaman gittiği yerlerde bu insanlar tarafından karşılanır. Barla’da Muhacir Hafız, Emirdağ’da Çalışkanlar, İnebolu’da Çelebi Hanedanı bunlardan bazılarıdır. Çelebi Hanedanlığının kurucusu, İnebolu’nun medar-ı iftiharı Ahmed Nazif Çelebi 1891 yılında İnebolu’nun Ali Çelebi Köyünde doğar. Babasının ismi Mehmed, annesinin Fatma’dır. Sadiye Hanımla (1895-1975) olan evliliğinden Mehmed Selahâddin isimli tek çocuğu dünyaya gelir. Nazif, soyadı gibi Çelebi bir ruha sahiptir, kabına sığamamaktadır. Yerinde duramayan civa gibi, civan gibi bir delikanlıdır. Cesur, kahraman, mert, bahadır, vatanseverdir. Ruhunda Karadeniz’in dalgaları vardır, değişik âlemlere gidip gelmektedir.

Köklü bir aileden gelmektedir. Çok iyi bir aile terbiyesi alır. Askerliğini İstanbul’da yapar. 1915 yılında Yunanlıları İnebolu’da püskürten birlikte yer alır. Askerlik sonrası ticaretle uğraşır. Üstün zekâlıdır. Şartlar müsait olmadığından medrese eğitimi alamaz. O da âlimlerin, ariflerin irfan sofralarında oturarak ilim açlığını gidermeye çalışır. Titizdir, detaycıdır. Çevresinden de aynı hassasiyeti bekler. Üstad da bu duruma dikkat çeker. Nazif çok müşkilpesenttir, der. Bu kadar titiz olmasaydı belki İnebolu Nur hizmeti bu kadar kök salamazdı.

BELKİ ŞEHRE BİR ÜSTAD GELİR, BİR GÜZEL AĞLARIZ

1910 yılında Bediüzzaman bir heyetle İnebolu’ya uğrar. Meşhur âlimlerden Hacı Ziya Efendiyle camileri gezer. Şadırvanda abdest alırken yüzlerce insan toplanır, hürmet ve sevgi ile onu seyreder. Ziya Efendi halka “Ayıptır, çekilin” deyince, heyetten bir zat “Bırakın baksınlar. Bu zat bakılacak bir zattır” der. Üstad Yahya Paşa Camiinde namaz kılar. Üstad ve Hacı Ziya Efendi kahve içmek için otururlar. Ziya Efendi, Sultan Abdülhamid tarafından İnebolu’ya sürülmüştür. Konuyu Sultan Abdülhamid’e getirir.

“İstibdat avdet eder mi?”

Üstad üzgündür.

“Hayır, avdet etmez. Ama din elden gitti, din…”

GÖZLERİN GÖZLERİMLE BULUŞUNCA AĞLARDIM

Veda vakti gelir. Üstad vapura doğru hareket ederken caddenin iki tarafına dizilen halkı elini kalbine koyarak selâmlar. On dokuz yaşındaki Nazif, Üstad’la ilk kez o an karşılaşır. Aylardır deli taylar dibi dolanıp duran Çelebi birden duraklar. Göz göze gelirler, selamlaşırlar. Bu gözler… Ah bu gözler bu dünyaya ait değildir. Başka âlemlerden gelmiştir. Üstad’ı........

© Risale Haber


Get it on Google Play