İbret-i alem…
İbret-i alem, herkese örnek olması için, bütün aleme ibret olsun diye, herkese ibret olması için manasına gelmektedir.
Kainatta olan her şey, kainatın hikmetle yaratılışı, dünyada yaşananlar, doğrular, yanlışlar; güzellikler, çirkinlikler; şefkat, vahşet manzaraları… insanlar için, toplumlar için ibret-i alem misalleridir.
İnsan idraki, bu dünyadaki her şeyi ancak zıddı ile kavrayacak şekilde yaratılmıştır.
Bu dünyada zıtları kavrayarak ibret-i alemden tefekkür ederek, dersler alırız, tedbir alırız, olaylar hakkında karar veririz…
Soğuk bilinmeden sıcak tam olarak kavranamaz.
Hastalıktan önce sıhhatin, ihtiyarlık başa gelmeden önce gençliğin, kıymeti layıkıyla bilinemez.
Şefkatin değeri vahşetle daha iyi anlaşılır.
Hakikat zıtlarla netleşir.
İmanın, hakkın, hayrın, güzelliğin, doğruluğun, şefkatin fazileti de, küfrün, batılın, şerrin, çirkinliğin, yalanın, vahşetin karşısında daha net olarak idrak edilir.
İbret-i alemde her şeyin zıddıyla kaim oluşu gerçeği; kötü örnekler, güzel örneklerin idrakteki yerini daha da netleştirir.
Esfel-i sâfilîn’in zddı ala-yı illiyyîn dir.
Rabbimiz, Kur’ân-ı Kerîm’de “esfel-i sâfilîn / aşağıların en aşağısı” durumundaki Firavunları, Hamanları, Karunların, Nemrutları misal verdiği gibi; bunun zıddına, “ala-yı illiyyîn, “yücelerin yücesi, yüksek mertebelerin en üstünü” hakkı, hayrı ve güzel ahlakı tebliğ eden, ebedî saadet rehberi peygamberleri ve onlar içinde de bilhassa beşeriyete emsalsiz bir örnek şahsiyet olarak armağan ettiği Rasûl-i Ekrem I Efendimizi de misal vermektedir.
Ecdadımız Osmanlı imparatorluğunun tarih sahnesinden çekilmesinden bu yana dünyaya esfel-i sâfilîn Siyonizm zihniyetinin nizam verdiğini görüyoruz.
Bu zihniyet dünyayı “tefecilikle” ve “algı operasyonları”yla yönetiyor.
Tefecilik nedir? Faizle para kazanmak.
Kapitalizm denilen bu sistemde, zor durumdaki insanlar, toplumlar faizle borçlandırıyor, borç ödeyemeyecek duruma düştüklerinde boğazlarına çökülüyor. Sen çalış ben yiyeyim.
Bu sistemde kibir, güçlü olmak, zengin olmak insan nefsini ilahlaştırıyor. Karun gibi maddi servet, zenginlik başını döndürmeye başlıyor. Fakire yardım etmiyorlar. Faizle insanları sömürüyorlar.
Siyonistler, dünyanın beynine “Faizsiz ekonomi olmaz, olamaz!” algısını yerleştirdiler…
Bunu da başardılar.
Ecdadımız Osmanlıyı çökertmek için de faizi kullandılar…
Osmanlı İmparatorluğu 1854 yılında dış borçlanmalara başlamış ve 1874 yılına kadar 15 ayrı dış borçlanma yapılmıştır.
Bu borçların verimli kullanılamaması sonucu, kısa sürede, değil borçlar, faizleri........
© Risale Haber
visit website