Bir insanın hayatına dokunmak
Hepimiz bir başka hayatı yapacağımız küçük dokunuşlarla, eylemlerle değiştirebilecek kadar güçlüyüz.
Dokunmanın insan ilişkilerinde hem biyolojik hem sosyal açıdan hayati bir önemi vardır.
Annemizin karnındayken, annemizle ilk fiziksel temasımız olan tekmelerimiz annemize ilk dokunmalardır. Dünyaya geldikten sonra bu dokunmalar kucaklanmakla, öpmekle devam eder.
Dokunmak sosyal hayatta güveni, sadakati arttırır. Sosyal dayanışma bir insanın hayatına dokunmakla başlar.
Bir insanın hayatına dokunmak; bir insanın derdine derman olmak, yarasına merhem olmak, güzel bir söz söylemek, gülümsemek, sadaka vermek, moral vermek…
Bunalım ve inançsızlık batağında olan bir insana iman şerbetini sunarak, kalbine gönlüne dokunmak.
Hayattan umudunu kesmiş, kendini bu hayatta değersiz gören, intiharın eşiğine gelen bir insana değerli olduğunu, eşref-i mahlukat olduğunu iliklerine kadar ona hissettirerek hayata bağlamak.
İyi bir komşu olmak, iyi bir baba, iyi bir anne, iyi bir eş, iyi bir evlat, iyi bir kardeş, iyi bir işveren, iyi bir ilim adamı, iyi bir çalışan olmak.
Başkalarının hayatına güzel dokunuşlardır.
İnsanın başkalarının hayatına iyi, güzel dokunuşlar yapmasının temelinde gayesini bilmesi gelir.
İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi kainatın Yaratıcısını tanımak ve O’na iman edip ibadet etmektir.
Peygamberler Allah ile insanlar arasında elçi olarak görevlendirilen kimselerdir. İki önemli görevleri vardır: Birincisi, Allah’ın mesajını insanlara tebliğ etmektir. İkincisi, insanlara........
© Risale Haber
visit website