Tek Başına Kışla Baskını!
Guh-Meydan'a vardığında akşam namazı çoktan kılınmış, cemaat de dağılmıştı. Namazını tek kandilin loş aydınlığında kılıp camiden çıktığında ortalık erken bir dolunayın aydınlığıyla bir şafak vaktini yaşar gibiydi. Zaman zaman yakınından geçtiği kışlanın büyük kapısının önünden geçerken birden içeri girme arzusuna kapılıp içeri daldı. Birkaç adım atmıştı ki, bir ses telaş ve tehdid karışık, yakınında patladı:
"Dur, kimsin, içeri giremesin!"
İşitmemiş gibi davranınca kendisine seslenen asker sağ kolundan tutup durdurmak istedi. Molla Said çevik bir hareketle kolunu kurtardıktan sonra yoluna devam etmek istedi ama dört asker daha yetişince kavga erken başladı. Çavuş olduğu anlaşılan biri, bir taraftan kendisini durdurmaya çalışırken, öbür taraftan söylenmeye devam ediyordu:
"Aptal mısın, deli misin? Burası kışla, babanın evi değil..."
Çıkan arbede kısa zamanda yerini şiddetli bir kavgaya bıraktı. Molla Said bütün çevikliği ile bir anda en az üç askeri tesirsiz hale getiriyor ama boşta kalan diğer iki askerin darbelerinden korunamıyordu. Kavga uzayınca sinirlenen askerlerden biri tüfeğine el attı. Molla Said, kaşla göz arasında bir çeviklikle tüfeği askerin elinden kaptığı gibi büyük bir sopa gibi askerlere karşı kullanmaya başladı.
O arada çıkan kavga ve arbedeyi farkeden yirmi kadar asker, başlarında bir teğmenle kışladan çıkıp hızla başına üşüştüler. Bir on dakika kadar daha askerlerle kavga etmeye devam etti ama vücuduna isabet eden onlarca tekme, tokat ve dipçik darbeleri altında takati bitti, gözleri karardı ve yarı baygın vaziyette yere düştü. Hırslarına yenik düşen askerlerden birkaç tanesi o vaziyette bile tekmelemeye devam ediyordu ki, bir albayın yetişip müdahale etmesiyle durdular.
"Ne oluyor? Ne yapıyorsunuz? Neyin kavgası bu?"
Albay'ın sert sesi ile hazır ol vaziyeti alan askerler önlerine bakarken, yorgun ve nefes nefese kalmış sesiyle teğmen cevab verdi:
"Bir eşkıya olmalı, zorla girmek istedi kışlaya. Yakaladık, direnip karşı koyunca da öldürdük!"
Albay daha bir şey demeden, Molla Said, etrafındakilerin şaşkın........
© Risale Haber
visit website