İlahlığın En Temel Özellikleri ve Putların Âcizliği
Kur’an’dan Hakikat Noktaları ve Hikmet Nükteleri-20
Furkan suresi 3. âyet şirkin ne kadar manasız olduğunu ve İlah’a ait sıfatlardan putların ve putlaştırılanların uzaklıklarını şu şekilde belirtir: “Hiçbir şey yaratamayan, bilakis kendileri yaratılmış olan; kendi kendileri hakkında zarar ve menfaate mâlik olmayan; ölüm ve hayat ve yeniden dirilişe malik olmayan şeyleri Allah’tan başka ilahlar edindiler.”
Yaratamayan, yaratmayan yani Halık olmayan… Yaratıcı, yarattığından önce vardır. Bu da, Yaratıcı’nın Kadîm olmasını gerektirir. Yaratılanın varlığı bir yerde biter. Fakat yaratıcılık devam eder. Bu da gösterir ki, Yaratıcının sonu olamaz. Bu da gösterir ki, Yaratıcı Bâki olmalıdır. Yaratılan ve varlığı bir yerde başlayıp bir yerde biten bir şey ilah olamaz. O, zamana ve mekana bağlıdır. Bir mekan ve bir zamanda var olana kul denilir.
Ayrıca kendine dahi, zarar ve menfaate mâlik olmayan, bu manada tasarruf yetkisi olmayan ilah olamaz. Oysaki bir nesne veya kişinin en yakın olduğu ve kendisi üzerinde en etkili olabildiği kişi veya nesne bizzat kendisidir. Bir kişi, kendi üzerinde dahi başka birinin izin ve iradesi olmadan tasarrufta bulunup kendine fayda veya zarar veremiyorsa, o kişi hür ve bağımsız değildir. O, başka birinin mülkiyeti ve idaresi, iradesi ve denetimi altındadır, demektir. İnsanın menfaat ve zarar çapı yerden göklere kadar, maziden müstakbele, ezelden ebede kadar olduğu için insanın mâliki insanın kendisi değil, insanı böyle geniş bir daireye muhtaç yapıda yaratan ve yapandır.
Son özellikler: Mevte ve hayata ve ba’sü ba’de’l-mevte (öldükten sonra dirilişe) mâlik olmayan ve olamayan ilah olamaz. Demek Uluhiyetin en temel, en büyük ve en net göründüğü ayna ihya ve hayat aynasıdır. Hayatı ilk kez veren, hayatı tekrar ve ikinci kez verebilir. O halde hayatı ilk kez veremeyen ikinci kez de veremez. “Seni öldükten sonra diriltemeyen sana İlah olamaz, İlahlık taslayamaz. Senin Allah’ın, hayatı sana ilk kez verendir. Canlılık binasını hücre hücre ilk kez o yaptığı için ikinci kez de O yapacaktır. Çünkü O, canlılığı yapmayı biliyor. Bildiğini de ilk yapışıyla göstermiştir. Hem ömür boyu da canlılığı o idare ediyor. Rızıkla besliyor, büyütüyor, geliştiriyor, yaşatıyor ve sonra da O öldürüyor. Yaratmayı O bildiği için, hem ikinci hayatı vaad ettiği için, ikinci kez tekrar yaratacak; hem yaşatmayı bildiği için de ebedî olarak yaşatacaktır. İşte Ahireti, İkinci ve Ebedî hayatı kuramayan ve yaratamayan İlah olamaz.”
Furkan suresi 58. âyette bildirildiği üzere “O, ölmeyecek bir Hayy olmakla meşhurdur, bilinir, tanınır. Ancak böyle bir dirilikle Gerçek Diri olana tevekkül et.”
Göklerin ve Yerin Sırrı
Furkan suresi 6. âyet ne kadar çarpıcı: “De ki, bu Furkan’ı, semavat ve arzın içindekinin sırrını bilmekle bilinen ve tanınan indirmiştir. O, Ğafûr ve Rahîm’dir.”
Bu âyetteki “fî” (içinde) ifadesi, semavat ve arzın melekutunda ve batınındaki sırrı bilen, manasını verdiği gibi; gökler ve yer içinde bulunan insanın sırrını bilen birisi de indirmiştir, manasını da verir.
Hem bu âyet, nesne ve kişilerin hakikat ve sır yönleri olduğunu da ayrıca bildiriyor. Demek her şey gözle görünene........
© Risale Haber
visit website